Geldim yine senin kıyına
Seninle etmek için sohbet.
Ey mavi deniz!
Var herkesin,kardeşi,amcası,dayısı…
Ne anam ne babam,ne kardeşim,ne yeğnim…
Geleceğim yer sadece deniz kıyısı…
Annem çocukluktu.
Annem mutluluktu.
Sabah erkenden kalkar,
Pencereyi açardı…
Her taraf pırıl pırıl…
Üzerimizden yorganı atardı.
El çektim gayrı oyundan, eğlenceden, meyden,
Sırlı nağmeler dinliyorum ben artık neyden.
Dünya derdiyle akıp giderken fani ömrüm,
Haberim olmadı benim bu esrarlı şeyden?
Eritti ruhumu ruhundaki derûnî ses,
İçim sıkılıyor bugün gecenin ucunda
Zor nefes alıyor yüreğim göğüs boşluğunda
Bir hüzün var karanlığın dudağında…
Uzaktan bakıyordu bana ay,çok uzaktan…
Ama yıldızlar kümelenmişti penceremin önüne.
Yakıyordu yüreğimi bir ateş.
Genç-ihtiyar
Büyük-küçük
Siyah –beyaz
Fakir-zengin…
Bütün insanlar!
Ortak noktamız insan olmaktır.
Hicrî ayların dokuzuncusu,
Üç ayların sonuncusu,
Farz orucun tutulduğu,
On bir ayın sultanı,
Sultanların sultanı,
Kur’an’ın indirilmeye başlandığı,
Aktı ırmak gibi, gözlerin gönül denizime
Doğru mu,yalan mı hiç önemi yok o sözlerin,
Sevdiğini açıkça söylemesen de yüzüme
Riyasız anlatıyor bana her şeyi gözlerin.
Götürsün bütün yağmur bulutlarını rüzgâr,
Orada bir yer var, pek uzakta değil bakın!
Oraya koşuyor herkes grup grup akın akın.
Zorunludur oraya gidiş aldanma, sakın;
Hazır ol, orası bugün dünden daha yakın.
Gelince günü çıkacak herkes bu sefere;
Her hazanda bir bahar,
Her baharda bir hazan vardır.
Bazen hayır sandığın şeyde şer,
Şer sandığın şeyde hayır vardır.
Üzülme sakın kaderi bir yazan vardır.
Güven Allah’a o ne güzel yârdır.
Gülerken yüzüm daha dün,
Neden daralıyor yüreğim bugün!
Doğdu senin yüzüne bir beyaz ay,süzgün
Aydınlattı gözlerini ötelerden doğan
Bilinmedik bir güneş,özgün…
Sıkıyor benim yüreğimi bir el;
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!