Tâ ezelden rûyuna
Hayrandır gönlüm benim.
Ağlıyorum boyuna,
Giryandır gönlüm benim.
Ah benim ayışığım;
Nerde onda incelik!
Gönlü biraz kalınca.
Pamuğa döner çelik
Aşk kapıyı çalınca.
Kirpikler kör bıçakmış,
Dünya bir garipleşti,
Yurt yurda benzemiyor.
İnsan acayipleşti,
Fert ferde benzemiyor.
Bu hâl bana batmada,
Engin denizlerde güneş batarken
Karada kalmışın biri bu adam.
Kaynana geline terlik atarken
Arada kalmışın biri bu adam.
Türlü şans oyunu kovalamamış,
Dünyanın çivisi çıktı çıkalı
Her türlü pisliği net görüyoruz.
Her yanı doldurmuş iti çakalı,
Emilmiş çok haram süt görüyoruz.
Güçlü, her davadan temiz çıkıyor;
Asansörle 19'a çıkan şu:
Tansiyonummuş meğer.
Kirli bekâr çorabıyla kokan şu:
Pansiyonummuş meğer.
Sûnî teneffüsle dakka kattığım;
Ademoğlu, dünya fani;
Doymaz nefse mutfak değil.
Demişler ki: "Ölüm ânî."
Yanındadır, uzak değil.
Başlayanın bitesi var,
Sevdiğim, aşkına düşen düşene;
Zorlukla yer buldum sonuncu safta.
Canım kurban bu çukuru eşene;
Gönlüm dipsiz kuyu sana zaafta.
Bir hûrî gibisin cennetten kaçan,
Ruhumuz tanıdık "Kâlu Belâ"dan,
Canlar birbirini bilir sevdiğim.
Kısmetlinin, şol cennet-i âlâdan
Senin gibi payı gelir sevdiğim.
Anam, pek güvenir benim ahtıma;
Farkında insanlar, farkında cinler;
Aldığım nefeste sen varsın Fatma.
Tıngırdar yüreğim, yerle gök dinler;
Minnacık kafeste sen varsın Fatma.
Fe, cana can katar; beni görürüm.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!