Her hatamda dürtüşü
Bir ihtardan fazlası.
Üzerimi örtüşü
Kehribardan fazlası.
Anneyle olur bilmek,
Tâ ezelden rûyuna
Hayrandır gönlüm benim.
Ağlıyorum boyuna,
Giryandır gönlüm benim.
Ah benim ayışığım;
Nerde onda incelik!
Gönlü biraz kalınca.
Pamuğa döner çelik
Aşk kapıyı çalınca.
Kirpikler kör bıçakmış,
Dünya bir garipleşti,
Yurt yurda benzemiyor.
İnsan acayipleşti,
Fert ferde benzemiyor.
Bu hâl bana batmada,
Madran Baba Dağı'nın kuzey eteklerinde
Kuruludur çadırın kıldan senin Bozdoğan.
Neopolis, Bergasa ve Kemer üzerinde;
Tarih kokar binlerce yıldan senin Bozdoğan.
Selçuklu, Osmanlı'nın yolları çıkar sana;
Engin denizlerde güneş batarken
Karada kalmışın biri bu adam.
Kaynana geline terlik atarken
Arada kalmışın biri bu adam.
Türlü şans oyunu kovalamamış,
Dünyanın çivisi çıktı çıkalı
Her türlü pisliği net görüyoruz.
Her yanı doldurmuş iti çakalı,
Emilmiş çok haram süt görüyoruz.
Güçlü, her davadan temiz çıkıyor;
Asansörle 19'a çıkan şu:
Tansiyonummuş meğer.
Kirli bekâr çorabıyla kokan şu:
Pansiyonummuş meğer.
Sûnî teneffüsle dakka kattığım;
Ademoğlu, dünya fani;
Doymaz nefse mutfak değil.
Demişler ki: "Ölüm ânî."
Yanındadır, uzak değil.
Başlayanın bitesi var,
Sevdiğim, aşkına düşen düşene;
Zorlukla yer buldum sonuncu safta.
Canım kurban bu çukuru eşene;
Gönlüm dipsiz kuyu sana zaafta.
Bir hûrî gibisin cennetten kaçan,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!