Bugün Ankara'daydım, seni düşündüm durdum;
Eskişehir-Ankara fark etmedi be Burcu.
Hayâlinle o koca şehirde döndüm durdum,
Düşünceler beynimi terk etmedi be Burcu.
Ne bir yığın hatıra, ne birlikte bir mazi,
Bir var idim, bir yoğdum,
Geçmiş zamanı koğdum,
Zulmün içine doğdum..
Asiyim bundan kelli,
Gidecekse ser belli.
Dostum düşün büyük şehre gelmeden;
Burada yaşamak kilo vermektir.
Karın doyurmaya sıra gelmeden
Bütün maaşını yola vermektir.
Bereket nanaydır çalışmasında,
Sana bir çift sözüm var koç yiğidim:
Bugün ben çok büyük bir suç işledim.
Bilmem beni bağışlaman mümkün mü?
Bu gece rüyamda seni görmedim!
24 Şubat 1989
Dünyanın çivisi çıktı çıkalı
Her türlü pisliği net görüyoruz.
Her yanı doldurmuş iti çakalı,
Emilmiş çok haram süt görüyoruz.
Güçlü, her davadan temiz çıkıyor;
Asansörle 19'a çıkan şu:
Tansiyonummuş meğer.
Kirli bekâr çorabıyla kokan şu:
Pansiyonummuş meğer.
Sûnî teneffüsle dakka kattığım;
Ademoğlu, dünya fani;
Doymaz nefse mutfak değil.
Demişler ki: "Ölüm ânî."
Yanındadır, uzak değil.
Başlayanın bitesi var,
Giden gitti, sarıldık kalanlara bundan sonra;
Daldık en netameli alanlara bundan sonra;
Sustuk ve gülümsedik dalanlara bundan sonra;
Dilimiz mesken oldu yalanlara bundan sonra.
6 Nisan 1998
Bir coşkuyla sana doğru attığım
Adım bana seni söyler Müzeyyen.
Nağmesine hislerimi kattığım
Udum bana seni söyler Müzeyyen.
Varlığın ruhuma kol bacak olur;
Ruhum doğaya ve sevgiye hasret,
Sivilceler kapmış karaciğerim.
Mermer tezgahımda bir tabak omlet,
Lamba ışığında şarkı söylerim.
Bir kayada bitmiş papatya olsam,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!