Gülüşüne hayranım, sabah akşam gördüğüm
Ömrüme ömür katıp, deryalara salarken
Beni bende alırken, yüreğinden öptüğüm
Kıyamam ki ben sana, sevdalara salarken
Bir serçe kuş gibiydin, uçup geldin dalıma
Irmak gibi akar oldu sözlerin
Gözlerin gülüşü ele veriyor
Yüreğe haz veren sevgi sellerin
Gönlümü yakarak gülü veriyor
Bir çift sözümle açtın kapını
Gül yüzlü, gülse yüzüme
Ben de kahkahaya boğarım her yeri
Ne asık surat kalır
Nede suratsız insan
Ahhh beni bir bana bıraksalar
Ben kendi halimde, ben olurdum
Gönlümdeki yar'i arar dururum
Almış başı gitmiş, gören söylesin
İlim olmuş her bir harfi okurum
Arif olan bana bir yol göstersin
Yalın ayak çölde arar gezerim
Güneşin gezegenleri gibi olduk
Aynı çatı altında
Ayrı dünyaları yaşıyor olduk
Eğer güneş göstermezse nurunu
Hep karanlık dünyaların, karanlık insanı olduk
Korktuk kendimizden
Gün geçtikçe hayat zalim oluyor
Güneş doğsa kara günler batacak
Yürek yakan hemen ordan bakıyor
Çektirenler bir gün sizde yanacak
Dost elinden acı zehir içmişiz
Gün güzele âşıktır, güzel de bir güle
Nasıl aşık olmasın yüreğe düşmüş bir kere,
Her baktığı yerde görürse “O”nu
*
Gören, duyan dönüp bir daha bakıyor
Yazık! Mecnun olmuş, şaşırmış diyor
Günlerce üzüldü kendinden geçti
Senin derdin nedir diyen olmadı
Boynuna ip taktı ölümü seçti
Senin halin nedir diyen olmadı
Günlerce ağladı derdine yandı
Günlerdir susmayı dener dururum
Ağzım nehir gibi coştukça coşar
Yüreğime her gün durmaz vururum
Yemin ettim dilim sustukça susar
Bir lokma ekmeğin derdi büyüktür
Anadan çocuktan yardan uzakta
Karlı dağlar aşan gönül üzgündür
Anadan çocuktan yardan uzakta
Dağların içinden deniz görünmez
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!