Her yer ne kadar sessiz
Bir hal olmuş insanlara
Kuşun böceğin sesini duyanlar
Ağıttan feryattan bir haber
*
Duymaz görmez kimse kimseyi
Her yerler pırıl pırıl, ışıltılar göz alır
Hayallere dalarken, karanlıkta kalırım
Eğlencenin her türü, gönüllerde yatarken
Rezilliğin içinde, sele döner göz yaşım
Herkes bir yol tutturmuş, aklınca hep doğrudur
Her türlü nimeti bana verirken
Toprağım vatanım yükmüyüm sana
Uğrunda yüz binler başın verirken
Toprağım vatanım yükmüyüm sana
Alpaslan dan gelen soyumdan kalan
Hey gidi gavurun oğlu hey!
Önceden içip içip oluyordun sarhoş
Devran değiştirmiş insanı
İçmeden de olunuyormuş sarhoş
Ulaşılmaz yüce dağların başına
Onlarca yıl mektep okusa nda
Hey gidi günler hey
Üzülmeyi değer mi hiç
Uçup giden zamana
Bir daha geri gelmez ki
Geçmişte ki o güzel anlar
Beyhude heba ettik, gereksiz herkese
Özü boş olanın dilinden çıkan
Bir yığın boş lafı hiç neye yarar
Elimi havada boşta bırakan
Faydasız sözlerin hiç neye yarar
Her çiçeğin ayrı kokusu vardır
Hile dolu kaşı gözü, hiç durmadan oynar durur
İkiyüzlü oynar özü, kudurdukça kuduruyor
Döner dönmez fırlar sözü, kılıç gibi hemen vurur
Kalbi kırar aşar dozu, ilk fırsatta öldürüyor
Yalan dünya fitne fesat, kötülere cennet olmuş
Boya posa bakarak, methiyeler dizerken
Boya sürmüş yüzünü, göstermeyen itlerin
Kırdığı fındıkların hesabını vermeden
Sarhoş olup gezerken, hırlayışı görseydin
İlmek ilmek sevdayı yüreğine işlerken
Eski nesil bir olmuş, geçinmiyor yeniyle
Birbirini sevse de, sürtüşürler yinede
Su üstüne çıkmadan, silahlar dillerinde
Büyükler öğüt verse, küçükler bak hırlıyor
Hepisi üç beş kişi, aynı eve yaşarken
Koşar adım gidiyorlar
Nere gider bu insanlar
Rüzgar gibi uçuyorlar
Tutabilmek mümkün değil
Bir kaç karış suratları




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!