Seyrederken dağda yağan şu kar'ı
Gözü dikmiş aval aval bakıyor
Ağzı açık kalmış görünce karı
İçe düşmüş gibi öyle bakıyor
Na mahrem der saklar kendinin karı
Öyle bir feryat etti ki
Yer gök inlerken, korkudan
Kuşlar uçtu, kurtlar dört nala kaçtı
Duymadılar, canım diyen cansızlar
Çekti bir cigara, çaktı çakmağı
*
Öylesine hissettim ki, ben seni
Anlatamam, yürekteki sevincimi
Dizsem de tüm cümleleri
Tarif edemem, gönülden geçen sevgileri
Dillerim değil, gözlerim değil,
Sadece konuşuyor yüreğim
Oynak dilli, gece gündüz kıvırttın
Bir dokundum, hemen bana sırıttın
Kaş altından o bakışı fırlattın
Bir dokundum gözyaşımı akıttın
Güneşli günde kaçtın gözümden
Yüreğimin yanışına
Seyre dalan bire zalim
Beni benden alışına
Zil takıp ta oynar zalim
Gönül düşmüş kara göze
Oy'un içinde oyun var, dik durmayan, eğer boyun
Dinle beni ey uşaklar, sürünüzde çoktur koyun
Bölündüler iki dala, kim kiminle gider yolda
Menfaatler ayrışınca, çatışanlar aynı kolda
Gözleri kararan açar ağzını
Söylenen sözlerin sonu gelmiyor
Körüğe asılan verir gazını
Harlanan ateşle oyun oynuyor
Taraflar saf olmuş nefretle bakar
Gönlümdeki duygular, sıralanıp gelirken
Anlatmaya yetmiyor, dil tutulup kalırken
Sanmayın ki çaresiz, gözler kelam ederken
Bakıp görüp anlayan, o yüreğin var mıki?
Bırakıpda giderken, bakmıyorsun arkaya
Köyden çıkmış, ayağında var çarık
Elleri de param parça hep yarık
Yanakları güneşten de pek yanık
Kimse bakmaz, şu yüzü de çok alık
Yıllar geçer düğün dernek dolaşır
Zülüfler dökülmüş süzüyor gözler
Yüreğin derdini dillerin söyler
Özünde sevdalar için de közler
Nurani güzellik özde bellidir
Gerdana inciyi ne güzel dizmiş




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!