Ne bakarlar bilmiyom göz dikilmiş ekrana
Geyikçe muhabbetin koyusu yapılırken
Millet aş iş peşinde onlar çıkmış ekrana
Bel altından vurarak sohbetler yapılırken
Bu nasıl bir iş böyle anlamadım gidilir
Elimde bir bavul, içinde hayallerim
Düştüm yine yollara,
Garip geldim, garip garip giderken
Adımlarım iki ileri, bir geri
Mehteran bölüğü gibi
İçimde buruk bir veda
Elimdeki yara bir gün geçerde
Kalpdeki kötü huy ne zaman geçer?
Yalan dünya bir gün olur biter de
Gönlümdeki yara ne zaman geçer
Karanlık kuyunun dibinde kalan
El kadar yüreğimi, sakın sıkma ne olur
Bu can bana gerekli, sivrilmesin dikenler
Diline sahip olda, vurma sakın kor olur
Yüreğinle birazcık, su serpsen açar güller
Yüzüme bakıp bakıp bilirim gülüyorsun
Bir lokma ekmeğe secde eden insanın
Alnın ortasından şu meydanda öperim
Kula kulluk değil Hakka kulluk edenin
Alemin içinde ellerinden öperim
Haramı bilmeden, helal lokma yiyene
Ellerin elimi tutup giderken
Sevincimden gökte uçuyom sandım
Gönlümde tazecik güller açarken
Şu dünyanın mutlu adamı sandım
Unuturum sanma gönlümde yerin
Ellerin elimi tutup giderken
Sevincimden gökte uçuyom sandım
Gönlümde tazecik güller açarken
Şu dünyanın mutlu adamı sandım
Unuturum sanma gönlümde yerin
Elmanın yarısı benim gönlümse
Diğeri de senin gönlün bilirim
Yüreğine iğne batıp acısa
Benimkinden kanlar akar bilirim
Alın yazım yıllar önce yazılmış
Eloğluna kanıp düşersen yola
Alınca götürür karlı dağlara
Yansa da yürek dönse de kora
Dönemezsin daha bizim bağlara
Dertlere düşerek sızlanma sakın
Daha dündü senli benli gezerken
Dünyanın nizamı değişmiş bakın
Dostluğu unutup düşman severken
İnsanlığı sahte inanma sakın
Meşrebi camurdur değişir her an




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!