Birkaç kadeh içseydi, zil zurna sarhoş derdim
Yaklaşınca kokladım, ağzı değil, yüreği
Kokuşmuş akıl fikir, beslenmiş elden derim
Kapılmış azgın selde, yitirmiş benliğini
*
Bataklığın içinde, çırpınır et ve kemik
Üç kuruşluk menfaate, satarsan şu yüreğini
Her kapının çalınışta, akıl baştan gör gidiyor
Çevirirken dolapları, ürpertiyor yüreğimi
Helal haram kazançları, yiyemeden ölüyorum
Her an korku her an ölüm, uykuları sıçratıyor
Şu hayatta sanıyorlar bedava
Gece gündüz yapıyorlar şamata
Sıkışınca yüklenirler hamala
Gariplerin yok değeri vatanda
Her şeylerin kötüleri onadır
Vermezsen evlada gerçek değeri
Evlat geçer başköşeye kurulur
Aldığı diploma, olur semeri
Evlat yatar, baba her an yorulur
Kızma ağam kızma sende çocuğa
Yok Oldu Adamlık
Yok oldu adamlık, aranıyor günlerdir
Kimi görsem, sen bilirsin diyorlar
Ağızlar mühürlenmiş hepten
El pençe divan durmuş
Kuyruk sallıyor, hele bir de görsen
Yüreğim kırık dökük, karanlıkta kalmışım
Aydınlığa çıkacak, bir ışık arıyorum
Zevki sefa sürerken, hayallere dalmışım
Hakikati gösteren, doğru yol arıyorum
*
Dövünme hiç boşuna, kirden pasdan arınmak
Yolcu yorgun yollar uzun bitmiyor
Yıldızlardan taşlar yağar üstüme
Yüreğimde körük gibi çarpıyor
Ömür bitse dertler yağar üstüme
Sabah güneş doğar, akşam yağar kar
Yolda giden amcaya,
Bir selam verip, nasılsın dedim
Bastona basarak, yavaşca doğrulup öyle bir bakış baktı ki!
Gözleri bulutlu, ağladı ağlayacak
Ezildim o an gözleri konuşurken
“Ah evlat ah, sevdiklerim desem yetmez mi sana”? Dedi.
Yıllarımı sana verdim gözlerine baka baka
Yollarına gülü serdim arkan sıra koşa koşa
Mutluluğu sende buldum sözlerine kanan kana
Şu dünyada bir ahdim var yanında hep kalacağım
El uzatıp hep birlikte sevenlerle güle güle
Yollarına yürek serdim
Gülü sevdim sensin diye
Gönüllere ateş verdim
Seni sevdim gülüm diye
Sular kadar berrak yüzün




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!