Evlat babasından şüphe ederse
Yaşamanın tadı kalmaz orada
Kardeşim kardeşe kini güderse
Huzurdan bahsetmek olmaz orada
Dünyalık menfaat öne çıkınca
Bir hal oldu insanlara, dürüstlüğü taslarken
Varmıyor ki farkına, düştüğü yalan yanlış içine
İncecik filiz boylu, tomurcuğu patlatırken
Yayıyor pis kokuyu, açarken gül çiçeği
Parfümü aratmıyor, dolduruyor ciğerimi
Dünyada yaşarken, ölüp de diri gibi yaşayan
Uzatırken elini, yüzüme hiç bakmadı
İnsanlığı körelmiş acıtmaz yüreğini
Hırsına yenilerek, insan diye saymadı
Sevgisi olmayanın, olur mu merhameti?
Unu kuru diyorlar, eyvallahı hiç yokmuş
Canıma kastetmiş de, bilmeden o güzeli
Kandan o elbiseyi, hediye diye giydim
Düşünmeden sonunu, gönül sevdi ebedi
Canımın içi diye, ömrümü heba ettim
Bedeniyle yüzüyle, sahte olan sözüyle
Ömrümün son deminde
Ömrümün son deminde vermeseler acıyı
Gönlüne gül verdiğim, ömür katar demiştim
Görmeseydim son günde, şu verdiği sancıyı
Dikeni veren cahil hiç yapmazdı demiştim
Kum gibi kaynayan güzel gözleri
Gülerken görünce kendimden geçtim
Gönülden gönüle ince bağları
Örerek ömrümü ömrüne verdim
Karlı dağın esen serin yelleri
Ömrümü Yiyenler
İnsanları insan yapan özüdür
Akıllıya yönü veren kalbidir
Halden hale sokan bir çift sözüdür
Ömrümü yiyeler vallah bellidir
Ömür dediğin bak gelip geçiyor
İzleri bıraktı benim özüme
Aklıma geldikçe içim yanıyor
Ömrümün sancısı vurur yüzüme
Yıllar geldi yıllar geçti dediğim
Ömür gelip geçerken dumanı hep geride
İz bırakır yürek de, yaş kemale erince
Gençlikte bilinmiyor, bakı versen gözlere
Acısıyla tatlısı, yüreğimde gezen var
Uzaklardan görüp de, moruk diye seslenme
On üçünde akıl başa gelince
On beşinde güzel kızı görünce
Yirmisinde şaşkın gibi kalınca
Bir hal oldu diye bana sövdüler
Sussun diye sabah akşam dövdüler
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!