Küstüm ben dilimin döndüğü çarka
Fikir benim ama söz benim değil
Aklım da şaşıyor bu kadar farka
Bakış benziyor da göz benim değil
Ne gözden ötesi ne gönül hüznü
Yürüdüm, daracık bir sokakta ben
Ardımda yolları virane gördüm
Pencereler vardı kah elim kah şen
İçinde insan yok kaç hane gördüm
Yol boyu sırtımı dayadım cama,
Dağlar korkunç, bakılmıyor güzelim!
Gideceğim belde güzelmiş ama
Yolu uzun, çekilmiyor güzelim!
Asmalar, dizilmiş yol üzre bütün.
Haftanın her bir günü kırılan bir kalp oldum
Yorgun pazartesiler biriktirdim sevgili
Söndürdüm gökyüzünde her gece bir kandili
Her seher bir denizin rüzgarıyla savruldum.
Yorgun pazartesiler biriktirdim sevgili
Cümle dil ucumda kelime noksan
Nokta koyacağım yer belli değil
Ecnebi üslupta tanıdık aksan
Genç konuşur ne der belli değil
Hangi iplikçiden aldık bu ipi
Henüz bitmedi hayır, hala yüklü bulutlar
Ağarmış saçlarımın anlatacakları var
Tel örgülerle değil, kanla mahsur hudutlar
Saçımdaki her telin bu aşkta hasarı var
Sustum lakin çok sözden derin çoğu sükutlar
Annem gibi kokuyor gülüşlerin ey zaman
Bir kurşun suretinde ömrümden geçiyorsun
Sen güldükçe yakıyor gülüşlerin ey zaman
Bazen tanımıyorsun önümden geçiyorsun
Adını bilmediğim yaralar açıyorsun
Yalnızlığın tarihi serüveni içinde
Düşünceye saplanmış sivrisinek edasıyla
Bir böceğin sürüklediği dışkıyla yuvarlanan
İnsanlar tanıyorum
Başa tac edince ucubeliği
Başı da tacı da murdar ettiler
Konuşuyor dilin yok ki kemiği
Dili kalp işinde tüccar ettiler
Onur üç kağıdın eline düştü



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!