Testisi kırılmış suya dönmüşüm
Anbean bir yanım azalır gibi
Bir yangınmışım da sanki dinmişim
Susmuşum kelamdan can alır gibi
Hayat, kalpte idi daha demincek
Tükenince derdi yüzde bırakır
Ölümdür dünyayı kuşatan gerçek
Gülüşteki hüznü gözde bırakır
Her şeyin yarımdır, tamı ötede
Gidebilsem, gideceğim, yolum var
Ayaklarım hala zinde, gözüm dinç
Kalbim yorgun, her durakta zulüm var
Dudaklarda yarım kalmış bir sevinç
Kaldım öyle, dayandı sabır taşı
İçimde yılların kırgınlığını
Anlatacak birkaç söz bulamadım
Kalbimin üstüne çökmüş yığını
Gösterecek bir çift göz bulamadım
Götürdü ırağa bir sessiz gemi
Kanına girdiler kanına anne
Canını yaktılar masumiyetin
Üstünü ipeklilerle örttüler
Her cinayetin
Kuru yük taşıyordum kalbimin hangarında
Meydan okudu yıllar, saçlarıma ak düştü
Bir köle taciriydim aşıklar pazarında
Onca maharetime kaç tüccar çırak düştü
İmen HEMEDİ'ye ithafen
İnsan öğretti bana sükutu, yalnızlığı
Şah eliyle mat oldum, piyonda şahı gördüm
Hem pişkin arsızlığı, hem yavuz hırsızlığı
Yüzümüze gülenin kallbindeki kiri de
Aynı yolun yolcusu değil miyiz acaba
Bu İnsanlar nereye gidiyor bir telaşla
Kimi naif yürüyor kimi oldukça kaba
Her birinin değeri biçildiği kumaşla
Ve her biri yüküyle çekiliyor hesaba
Aleme şekil veren hal mimarında gizli
Kainat bir güneşse, sayesi insandadır
Onu alemleştiren hal şiarında gizli
Mahlukatın en büyük payesi insandadır
Onu ademleştiren hal imarında gizli.
İzmirde gün batımı, gözlerindeki kara
Emanet vermiş gibi saçlarını rüzgara
Bir matem havasında kokusu akasyanın
Yeldeğirmenlerinin kapıldım rüzgarına
Üzüldüm, sensiz geçen ömrün inkisarına
Üzüldün, yandı canım... Üzüldüm yandı canın..



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!