Kucağı ana kokan bir kadın tanıdım ben
Bakışıyla asırlık çınarları devirir.
Kimi zaman gülüşü hoş bir imbattır esen
Kimi zaman meltemi fırtınaya çevirir.
“Yavrusunun ardına dalan bir dul bakışı”
Kocaman bir dünyam olsa diyorum
Sokaklardan parça parça toplayıp
İçine sığdırıp tüm çocukları...
Masmavi gökyüzüm bir de denizim
Ne kışlar yaşamışım, adına bahar deyip
Ayaza aldırmayıp, güneşe aldanmışım.
Bilinçsizce daldığım bataklıktan gül derip
Aldığım rayihayı miski amber sanmışım.
Gölgesine sığındım meyvesiz ağaçların
-ı-
Kırk yıldır bir bedeni beyhude gezdirmişim
Ardıma bakıyorum, geçmiş zaman ağlıyor.
İblis gibi ateşe toprağı ezdirmişim.
Kibir kahkasında, tevazu kan ağlıyor.
Acının anlamı derinliğinde
Uyuyan bir devin horultusudur.
Ölüm ki hayatın son uykusudur,
Yaşlı bir çınarın serinliğinde.
Merhamet yoksulu, sevda cücesi,
Sakın ha, kurma bina sönmüş ocak taşından
Ya çatlatır kirişi, ya duvarda iz kalır
Korkma itten çakaldan, kork mazlumun yaşından
Onun tahribatına atom yetersiz kalır.
Bu dünyanın malına, sefasına güvenme
I
Hayat, doğduğun evde yanan ocakla başlar
Umut, nabza göredir, azaldıkça yavaşlar
Diptedir ilk basamak , varlık bazen yoktadır.
Ölüm, umutlarının tükendiği noktadır.
Bazı insanlar gördüm, aynada sureti yok
Kaf Dağından dem almış masala benziyorlar
Kalp tilkidir akıl yok, dil aslan heybeti yok
Koyun postu giyinmiş çakala benziyorlar
Ağzında yuva yapmış yalanın bin türlüsü
Hakikat üzere çıktığım yolda
Varda yoku gördüm yokta var oldum
Sağımın hükmünü yitirdim solda
Ateşte gül açtım, gülde har oldum
Gün oldu çöllerde mecnuna eştim
Yalancı ve dar bir sokakta geçti kırk yıllık ömrüm
Kocaman umutlarımı iğne deliğinden geçirip getirdim bugünlere
Yüreğimle büyüttüm insanların düşünmeye korktuğu hayalleri
Yıktım bir çırpıda ellerimle ördüğüm devasa duvarları
Ne varsa aldım yükünü sırtıma iyinin kötünün güzelin çirkinin



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!