Soluklanayım diye gözlerine bakmıştım
Sırtıma sapladığı hançeri bir görseniz...
Oynasın diye oysa, kalbimi bırakmıştım
Aynadaki aksinden daha ölüydü beniz
Suyu çekildi yerin, göğe süzüldü deniz.
Yağmur işleyince iliklerime
Islak ten üstünde ilkbahar yandı
Ejder ruhu sindi kemiklerime
Cirmim cüssesini yenilmez sandı
Batın sırra kadem, zahir utandı.
Tek derdin makamdı, al sana koltuk
Her öğün kibrini doyur Müdür Bey.
Sana hüküm düştü bize de kulluk
El pençe divanız, buyur, Müdür Bey.
Şimdi otur, beylik hayalini kur
Eyyam -ı Bahur'dan sıcak gözlerin
Venus'ten Dünya"ya hatıra mıdır ?
Bir bakışınla bin cana kıyışın
Hakikat mi acep iftira mıdır?
Yüzünde İstanbul hatları gizli
Dağları gökyüzüne bağlayan ip gibisin
Bir yanım göğe bakar, dağda bir yanım benim
Kah kalbime yabancı, kahi sahip gibisin
Bir gün dosttan ötesin bir gün düşmanım benim
Bazen yorgan gibisin zemheri ayazında
-1-
Cesaret, izdüşümü tarihin yüreklere
Keramet yağmurdaydı, ilkbaharda değildir.
Fikrimi bağlasan da çakılmış direklere
Doğmuş hiçbir düşünce bir mezarda değildir.
Işığın boğuyor karanlıkları
Süheyl misin acep Süreyya mısın?
Endamın ters yöne itti rüzgarı
Düş kapanı yutmuş bir rüya mısın?
Nazenin, sayesi cisminden ağır
Bir çift gözün bir çift lale soğanı
Biri aldı, biri mordu Nazenin!
Miski amber sarıyordu her yanı
Düşlerime akıyordu Nazenin!
Bir gün sen de gidersin be Nazenin
Ağaçlar, çiçekler, yapraklar gibi
Adı kalır hatırımda, gülşenin
Dudağa mim vurmuş yasaklar gibi
...
Adını anmayı yasaklar gibi
Gökyüzün özlemiyle yanıyorken bir düşün
Yeryüzünü ışıtan gün gibi aklımdasın
Dolunaydan bin parça koparıyor gülüşün
Yarınımı hapseden dün gibi aklımdasın
Toprak kokusuna eş, özlem yağmurla gelir



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!