poyraz yüklü denizlerde üşüyen sular gibi
ibraz edilen bir ayaza gövdemi teslim ederek
sarp dalgaların yankısına bıraktım sesimi
kabuğuyla dertleşen yaramı gömerken yüreğime
kelimeler dilimin inzivasında
seninle el salladık ışık yollarının içinde süzülen
yeşil zümrüt kuşuna
küçücük zamanlar bıraktık
havada, suda
ateşte toprakta
içimize sonsuzluktan bir soluk üflenmişti sanki
ve dahi aşk yok
o sarı saçların
gül kokun yok
pürüzsüz tenin
ince bedenin
deniz mavisi gözlerin
her günü aşk ,şarap kadehinde
arzusu kalbimde mütemadiyen
bir tiryaki yalnızlık ki rota çizer ruhuma
mahşere dek sadık kalırım hatırasına
yeter ki tükenmesin
insanlar elisaya saygı duyardı
çünkü o dürüst biriydi
ben ondan çekinmezdim
çünkü onu seviyordum
benim sevgim
bir saat benden uzun,
biraz ince
dalgalı dakikaları bir siluet halinde
geçiyor içimden
içimden, içime ,saniye salise
kimi zaman ve mekan algım alt üst oluyor
sıçramalar, kesişme ve ayrışmalar
bir hakikatin gölgesinde
yürümeye devam ediyorum usul usul
içimde bir umut filizleniyor
aynanın çehresine yansıyor zamanlı zamansız
odada salınıyor ...eskiyen birilerinin hayaleti
benle tezat oluşturacak hassasiyetleri mevcut,
adımını attığı her yer soğuk
her yer donuk…
dün bir rüya
yarınsa bir evham
her yarın bir umudun hayali
saatler kısa
ve yol uzun
ülkelerin bir sınırı yoktur yüreklerde
gökten bombalar yağarken
namlular kan kusarken köşe başlarından
yine vurulan ilk ben olurum
annemin bile öpmeye kıyamadığı yerden
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!