geceye inmiş sözün muradı sensin
farkında değilsin
kalbinin zirvesine yürüyen ağır yükün
iki yakasına düğümlenen sensin aslında
dudakların ucuna uzanan tebessümün
bir saat benden uzun,
biraz ince
dalgalı dakikaları bir siluet halinde
geçiyor içimden
içimden, içime ,saniye salise
bir hüznün vardiyasında
kaybederim ümitlerimi katran karası zeminlerde
ayaklarımın altından salınıp giden toprağı
zulmün bin bir türlüsüne uğrar düşüncelerim
göz ucuma takılır bir garip özgürlük
her dakikası zandanlar da kaybolur
sevimli saçmalıklar beynimi yormaya başladı yine
bu gece hasta olabilme ihtimalini yaşıyorum
zaten öfkem doruğunda neredeyse çıldıracağım
savurduğum küfürler yetmiyormuş gibi
ateşim otuz sekizin üzerinde
pusludur yüzü gecenin
yıldızları
sönerlerken bir-bir
yüreğin sıkışır cenderede
ne kadar hayal varsa içinde
kırar kapılarını fırlar dışarı
bir istasyonda unutulmuş ucu yanık mendil gibi
unutulmuş menkıbeler bırakıyorum her köşede
tren camından bir kentin görünümü kadar sımsıcak
karanlığın en koyulaştığı zamanlarda her şey darmadağın
gök, güneş, denizler yer değiştiriyor
hevesin bin bir rengine müptela hayatlarımız
bin bir arzu var yüreklerde
ezelden ebede akıp giden zamanın
her rengine
ayrı desenler çizilmiş
sıkılıyorum şu sıralar
için için bir bostan korkuluğuna dönüşen
menşei olmayan bir kaygım var
mütemadiyen yaptığım hataları da hesaba katarsak
yalan bile olsa hayata şerh düştüğüm
umut deryasında
sıkılıyorum şu sıralar
menşei olmayan bir kaygım var
soluduğum her hava ters yüz
işte, kan lekeleri gibi kızıl böğürtlenler masanın üzerinde
kızıl lambanın gölgesi duvarda izler yaratıyor
geçmişi...
birer hatıra mahfazası gibi severiz
onlarında canları vardır
sessiz bir hayatla yaşarlar
umduğumuz
rüya gördüğümüz



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!