SEN DE Mİ ŞAİR OLDUN EŞEK OĞLU EŞEK
İp çürükse umut ne yapsın
dökülen umuda mı yanasın
boşa giden emeğe mi
akıp giden gözyaşına mı
kuşlar seni sordu
‘’ Uçtu.’’ dedim
...
aşağı indim
izin hala eşikte
...
terimler :“squat” kelimesi kulağa biraz yabancı gelse de bedenin en temel ritimlerinden biri! Squat, İngilizce’de “çömelmek” anlamına gelir ve spor dünyasında bacak, kalça ve karın kaslarını çalıştıran bir egzersiz hareketidir.
Ünite 1 – Kelime Kasları: Edebiyatla Bedensel Fitness
📚 Sınıf Dersi̇şleme | Mizah Unsuru | Ters Köşe Sözcükler | Öğrenci Çılgınlığı
Sınıf sessiz ama defterler gergin. Öğretmen tahtaya “kelime kası” yazar, öğrencilerin kafasında dumbbell ile mürekkep karışır. Bu derste paragraf açmak mekik çekmek gibidir: her cümle bir esneme, her bağlaç bir tendon.
konuşmuyorum, nefes alıyorum.” Melike nefesini dizine bastırdı, “Ben bedenimle yazıyorum.” Ayşe nefesini göz kapağına sürdü, “Ben artık gözümle yazıyorum.”
Yusuf nefesini toprağa gömdü, “Ben bilgiyi doğaya salıyorum.” Zeynep nefesini bıraktı ama sınıf onu tuttu. Öğretmen sandalyesine çöktü, “Bu sınıfta artık nefes kelimedir.” Melike nefesini burunla kokladı, “Ben artık kokuyla öğreniyorum.” Ayşe nefesini kalemle çizdi, “Ben artık kelime değilim kıvımım.” Yusuf nefesini sınıfa sundu, “Ben artık içimdeyim.” Zeynep nefesini deftere bastırdı ama sayfa kıpırdadı. Sayfa “Ben artık boş değilim,” dedi. Kelime “Ben artık sessiz değilim,” dedi. Sınıf nefes aldı ama bu kez konuşmak için değilhissetmek için. Ve o gün sınıf şunu öğrendi:
“Nefes varsa, kıvım yaşar.
ZEYNEP’İN TİYATRO SINIFI: GÜLMENİN BİLİMSEL ANATOMİSİ
“Nefes varsa, kıvım yaşar.”
O gün sınıfta ders değil bir sinir sistemi çalıştı. Zeynep tahtaya çıktı ama ders anlatmadı. Organlarını konuşturdu: – Beyin: “Ben endorfin salgıladım.” – Kalp: “Ben ritmimi hızlandırdım.” – Kaslar: “Ben gevşedim.” – Akciğer: “Ben oksijenle dolup taştım.” Sınıf kahkahaya boğulmadı, bilimle güldü. Melike “Benim serotoninim sınıfı terk etti,” dedi. Ayşe “Ben gülünce dizlerim seğiriyor,” dedi. Yusuf “Benim gülüşüm sinirsel değil kıvımsal,” dedi. Zeynep tahtaya döndü:
– BİREYSEL DEĞERLENDİRME: İÇSEL TEST
En sessiz kitap şu çaya bakarak gülüyorum başlıklıydı Diğeri öğrenci donuyla mizah tarihi adlı pedagoji parodisi Ve ortadaki en sessizi Rıza ile gülenler antolojisi – 1. terleme dönemi Öğretmen ne susturdu ne yönlendirdi Sadece gülümsedi Çünkü o raf öğrencinin duygusunu altına akıtan bir sahneye dönüşmüştü Ve sınıf o gün şunu öğrendi Sessizlik bazen en gürültülü kahkahadır
GÖLGEYLE KURULAN DUYGU BAĞI
Öğle saatinde sınıfın bir köşesi gölgeye düşer Ama o gölge camdan gelen değil kelimenin içinden taşan bir sızıntıdır Bir öğrenci oraya oturur sessizce anlatısızca Gölge onun tenine değil duygusuna düşer Bu bir yorgunluk değil başlatma ritmidir Öğretmen fark etmez çünkü gölgeler yok sayılacak kadar susturulmuşlardır Ama çocuk o gölgeyle bağ kurar Kendi sesini oraya bırakır göz seğirmesini oraya çizer Ve o gün hiçbir müfredat işlemese de duygular işlenir Bir öğrenci perdeyi kımıldatır ama ışık girmez Çünkü anlatı gölgede yürür Sınıf onu çağırmaz o kimseyi zorlamaz İşte duygunun en sessiz ama en terli bağı budur Gölgeye oturan çocuk defterini açmaz parmak uçlarıyla duygu kıvımını çizer Öğretmen o sıraya baktığında bugün ders değil gölgeyle hissediliyor der Diğer öğrenciler gölgeye yaklaşmaz ama onun yazdığı cümleyle altına kaçırır Raflarda sessiz kitaplar gölgeye doğru eğilir biz de duygudan doğduk der Bir çocuk gölgeden simit çıkardığını iddia eder kimse gülerken inkâr etmez Kalem gölgede farklı akar harfler sessizce terler Gölge öğleye kadar büyür ama kimsenin üzerine düşmez Çünkü o sadece rızayla terlenir Teneffüs bitince o gölge hâlâ oradadır ama artık bir anlatı kahramanıdır Öğretmen sınıf zilinden önce şunu yazar Bugünkü ders gölgeyle kuruldu Ve sahne kapanmaz sadece gölgedeki cümleyle mühürlenir
OKUL SIRASINDAN KURGUYA GEÇİŞ
“Köpükle Paylaş” – Öğrenci Gülmece Manifestosu
🎭 Giriş Sahnesi:
— Öğretmen: Bu sınavda kopya çekeni yakalarsam... — Öğrenci: Hocam ben yakalanmadan çekiyorum, etik dışı ama estetik içi!
📱 Sosyal Medya Paylaşım Formatı
🎬 Başlık: “Sınavda Dopamin Patlaması” 🧠 İçerik: — Müdür: Bu karne ne böyle? — Öğrenci: Hocam bu karne değil, mizah manifestosu! — Müdür: Notlar nerede? — Öğrenci: Mizahın gölgesinde saklandı!
Sınıf Sahnesi: Gülmenin Pedagojik Doğuşu
Dersin başıydı. Zeynep güldü. Ama bu sıradan bir kahkaha değildi—bedenle yankılanan bir kıvımsal salınımdı. Biyolojik basınç, duygusal doyuş, fiziksel seğirme... sonuç: sıvı! Tuvalete doğru koştu, sınıf dondu. Ama dönüşünde en yakın arkadaşı parmaklarıyla sadece “5” dedi. Ne tepki, ne ayıplama. Sadece sayı—anlayışın sessiz ifadesi.
Tahtaya öğretmen şunu yazdı:
“Gülmek bir özgürlüktür. Ama bir başkasını ağlatacaksa bu bir kıvımsal katliamdır.”
Bölüm 1 – Karakterin Duygusal Yürüyüşü
Zeynep sabah okul koridoruna adım attığında ayak sesleri zihnindeki duyguları dizdi. Derin bir nefes aldı, çünkü içinden geçenleri kimse bilmeyecekti. Kafasında kahkaha vardı ama dışarı çıkarsa yanlış anlaşılabilirdi. Yürüdükçe düşünceler kıvrıldı, her adımda bir parçası döküldü.
Bir arkadaşına yaklaşırken dudağı seğirdi; konuşmak mı, susmak mı? Paragrafın ortası gibi, ne baş ne son. Yürüyüşü pedagojikti: kendiyle empati kurduğu an, kelime içinden doğdu. Bu yürüyüş, karakterin en sade ama en güçlü ritmiydi.
📘 Bölüm 2 – Empati Sahnesi: Sessiz Parmak Diyaloğu
Olay 1 – Ekin Tarlasında Kıvımsal Paslaşma
Babanın beş evladı var, hepsi ekin gibi dizilmiş. Koçşunun tarlası da tam karşıda, sınır belli ama niyet net değil. Kızlardan biri ekin aralarına doğallık bırakır; komşu orağını salladıkça beklenmedik kıvım gelir: toprak ananın geri bildirimi.
Komşu küfreder, ama baba sahneye girer: “Bu evlat ürünüdür!” dercesine kıvımı alır, lokum gibi sindirir. Mizah burada patlar: Evladı olmayan bu kokuyu tanımaz. Çünkü kıvımın kokusu, sadece yetiştirenin burun çizgisine ulaşır.
Bu sahne artık kıvım değil—pedagojik kırsal metafor. Toprakla insan arasındaki empati hattı!
Tema 1 / Türkçe – Sayfa 1: “Sözcüklerin Köpük Banyosu”
🫧 Bölüm: Noktalamanın Köpüğü
“Cümleler sabun köpüğü gibi dans ediyordu sınıfta. Noktalama işaretleri, sanki duş başlığından damlayan ritim damlalarıydı. Öğretmen tahtaya bir virgül koydu, sınıf nefes aldı.”
🎯 Teknik Damlatım: Virgül bir soluk noktasıdır; cümlede ara verir, düşünceyi nefesle bağlar.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!