İbrahim Şahin 2 Şiirleri - Şair İbrahim ...

İbrahim Şahin 2

🧵 Sayfa 5 // “Desen Desen Dünya” (225 sözcük, bol motif, efil efil esen koku eşliğinde)

Kırmızı don artık sadece bir iç giyim değil—bir diplomatik pasaporttu. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda, Her ülkenin temsilcisi kırmızı don taktı. Donun deseni, ülkenin kültürel motifleriyle işlendi ama sol yanındaki kalp hep aynı kaldı.

İhracat listelerinde ilk sırada: kırmızı don. İthalat taleplerinde ilk sırada: kırmızı don. Dünya Ticaret Örgütü, yeni birim tanımladı:

Devamını Oku
İbrahim Şahin 2

RAPORU // Kıvımın Hava Durumu Bülteni

📡 İklim Etkisi: Don, sadece hava olayı değil—bir içsel kasılmadır. Nem oranı arttıkça, duygular yoğunlaşır. Rüzgâr yön değiştirirse, kıvım savrulur. Ve lif kasılması başlarsa, donun gölgesi uzar.

🌬️ Rüzgâr & Lif: Donun yönü, rüzgârın hızına değil—gönlün kasılmasına bağlıdır. Bir bakış, bir suskunluk, bir “s” harfi… Hepsi lifte kasılma yaratır. Ve o kasılma, donun yönünü belirler.

Devamını Oku
İbrahim Şahin 2


“Barçın Pazarı’nda Dondurma Tabanlı Don Diplomasi”

O sabah bal damlıyordu ama köy sakinleri konuyu don merkezli çözmeye kararlıydı. Muhtar, kırmızı donu köyün demirbaş listesine aldıktan sonra “Bu artık bireyin değil, halkın donudur!” diyerek milletin ağzını açık bırakmıştı.

Sahnenin ortasında bir haranı vardı: içinde altın bal, yanında Bursa şeftalisi, bir çatal, iki kibrit ve kedilere özel tütün. Kadınlar zeyve pazarı organizasyonu için ayakkabı değil, mayoş garadut öneriyordu. Şair İbrahim Şahin 2 ise “KIVI 153: Donun Gövdesinden Evrenin Rahmine Akış” şiirini yazarken rüzgârla bayraklaşan donu uzay teleskobundan gözlemliyordu.

Devamını Oku
İbrahim Şahin 2

DÜNE ELVEDA YARINA MERHABA
***
Sorulacak hesabı yarına bırakırız
……………………..yaşanacak günü yarına
……………………..hiç bakmayız bugünün kârına
……………………..günleri atarız bir bir dünün heybesine

Devamını Oku
İbrahim Şahin 2

✍️ Sayfa 1 — Klasisizm & Kalça Sabiti
Kalça, insan bedeninin edebi dik duruşudur. Klasisizmin simetri takıntısı, bu iki çıkıntıda fiziksel bir abide bulur. Sağ ve sol — Racine’in iki perdesi gibi eşit, uyumlu, dengeli. Birisinin kıvımı diğerinden sarkarsa, estetik dram başlar. Kalça duruşu bozulunca anlatı çökmez ama metin fire verir.

Bu sahnede, yazar kasın alt hizasını ölçer; kelimeyi öyle döşer ki satır başı bile eğilmez. Kalçanın düz çizgisi, paragraf yapısına ilhamdır. Donun lastiği klasik ölçüdür — fazla esnerse janr dışına çıkılır, az esnerse metin daralır. Klasisist yazar, karakterinin kalça hizasını planlarken, iç monologun ritmini diz kapağına kadar hisseder.

Akım kuralcıdır: kalça 45 derecelik oturuşla yazı masasını mühürler. Aşırı esneklik affedilmez; bir kalça gerekirse tragedya yaratır, ama deformeye girmez. Aristo, bunu “bedensel anlatı ahengi” diye tanımlar mıydı bilinmez, fakat bir kalça — başyapıt olabilir.

Devamını Oku
İbrahim Şahin 2

Avuçlarımı
bazen gözyaşlarım doldurur
bazen yüreğimdeki kelebekler
incir çekirdeği dünyam
tartsan tartıya gelmez
atsan atılmaz satsan satılmaz

Devamını Oku
İbrahim Şahin 2


Tüm dünya yapay zekânın son boyutunu konuşup tartışırken ülkenin birinde dürtükleme savaşı başlamıştı.

Teknoloji yapay zekaya yeni bir boyut kazandırmıştı. Boyut küçük, işlev büyük. Kolay edinilebilir, kolay taşınabilir. Kullanımı kolay. Herkes için ihtiyaç, herkes için koruyucu zırh. Herkes için eğlence.

Yapay zeka ürünü ''Zeydink'' GPS büyüklüğü. Ense köküne kene gibi yapıştırmakla başlıyor işlevi.

Devamını Oku
İbrahim Şahin 2

DÜŞÜK MALİYETLİLER

Düşüktü maliyetimiz
Ot yemiyorduk
Et yemiyorduk
Marka giyinmiyorduk

Devamını Oku
İbrahim Şahin 2

DUVARA SARILDIK AYLARCA
***
Ne zaman covit haberi duyduk kapandık eve bizim evde düğün bayram. Her dışarı çıkma yasağı davulun tokmağı, davulun sesi. Biz başlıyoruz halay çekmeye.
****
Babam patronunu gözünün önüne getiriyor, alıyor karşısına ‘’ Desene, haydi işe geç kaldın de!’’ ‘’ Geç kalmayı bırak hiç gelmeyeceğim. Uzatacağım bacaklarımı geçeceğim televizyonun karşısına. Sırf sana inat kadın programları izleyeceğim. Atışan kaynanaları alkışlayacağım.’’
****

Devamını Oku
İbrahim Şahin 2

Menekşeler,
papatyalar sürgün edilmiş
kokmuyor
dağlarda izi sürülmüş bitmiyor
şehrin havası bize yetmiyor

Devamını Oku