İCRACI VEKİL
Masal bu ya o günden önce bir ülke varmış Kaf Dağı’nın ardında. Kimse adını bilmez, kimse adını anmazmış o günden önce. O günden sonra o ülke tüm dünyanın konuştuğu tek ülke, model aldığı tek ülke olmuş.
O günden önce o ülkede seçim arifesiymiş. Yediden yetmişe tüm ülke iktidarın gidişine kesin gözü ile bakıyormuş. Hatta zaman zaman başkanın da gideceğine inandığı oluyormuş, oluyormuş da başlıyormuş ağlamaya. ‘’ Tıngır mıngır sallanırdım koltuğumda.’’ Koltuğum giderse ben nasıl uyurum?’’ diyormuş.Heyeti Teselli bin bir şekerle anca avutabiliyormuş.
İKİMİZ
***
İkimiz bir ağacın kurumuş iki dalıyız
Sararmış yaprağı, solmuş gölüyüz
Çürümeye yüz tutmuş narıyız
Dağların eteği çekmiş karıyız
İMZASIZ ŞİİR
.
Şiir yazacaksan
duyacaksın
sahte gülüşlerin ele verdiği yüreğin ‘’ Cız!’’ sesini
sonra
İNEĞİN TEZEĞİNİ YEDİM
.
Tencereler bakır iken, dibi kalaylı iken, tencereler odun ateşinde kaynar iken çocukların oyuncağı taş toprak idi, idi…Ödülü kavun idi,kelek idi
Umudumuzu
bazen yağmura bağladık
……….bulut savurdu götürdü
…………………bazen fallara bağladık
………………………..fallar hep yalan söyledi
………….bazen ‘’Ağam, Paşam’’ diyenlere bağladık
İSTİKLAL MARŞI NASIL OKUNUR?
Öğretmenimiz ‘’ İstiklal Marşı Güzel Okuma Yarışması’’na başka bir arkadaşımızı seçmişti. Seçtiği arkadaşımızı iki ay gibi aralıksız bir süre çalıştırmıştı. Okuyan arkadaşımızı önce sınıflarda okuması ile tanıtmış sonra tören alanında okuması ile tanıtmıştı.
Arkadaşımız bugüne kadar duyulmamış, işitilmemiş güzellikte okumuştu İstiklal Marşı’nı. Arkadaşımızda görülmemiş bir eda… Arkadaşımız okulun kahramanı.
İTHALİ OLURMU
YA OLURSA
Allah’ın ‘’ Ol !’’ emri ile var kılındı insanoğlu. Anadan üryan. Aç ve de kuşamsız.
Başladı insanoğlunun var olma mücadelesi. Başladı insanoğlunun arayışı. Başladı insanoğlunun keşfi. Adına buluş denildi. Adına bilgi denildi, kültür denildi.
Gördü insanoğlu kendi gibi anadan üryan, aç ve kuşamsız bir başkasını, bir başkasını…
KABIZLIK, İSHAL BAHANE
Borsa izler gibi sebze meyve fiyat artışlarını izleme müptelası oldum.
KADIN DOKUZ CANDIR
( TEKSTİLCİ LATİFE 35 yaşında bir tekstil işçisi. Yıpranmış, saçları beyazlamaya başlamış. Makyajsız. Tek lüksü başındaki başörtüsü)
TEKSTİLCİ LATİFE:(Sabah kalkar kahvaltıyı hazırlar. Çocuklarını kaldırır. Çocuklarını yedirir, içirir, giydirir)
Çocuklar sıraya dizilir:
-Ane, bana harçlık
- Bana da.
KALEMİM KAN DAMLIYOR
.
Kalemim damlıyor
...........sözcük sözcük
.......her sözcük kan içinde
..........................damla damla…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!