Hüseyin Cayıklı Şiirleri - Şair Hüseyin ...

Hüseyin Cayıklı

ismini hatırlatacak birşeyle karşılaşsam
bakmadan geçiyoum...
tek şahit...
martı ve serçeler...
ve ben her zaman ki gibi aynı
hiç değişmeyen olarak

Devamını Oku
Hüseyin Cayıklı

Anlıyorum şimdi...yol uzundu...gidilen bütün şehirlerde yaşanan aşklar yalandı...yola çıkılan bütün insanlar aslında tuzaktı...sürgün kentiydi burası...tanrısına küsmüş bir peygamber gibi kentime küskündüm,sürgündeydim...yaşanan bütün aşklar kutsanmış kadehlerde yağmalanıyordu bu şehirde hep bir militan ölüyordu ve ben hep yalnız kalıyordum...her yalnızlığımda küsüyorum bütün din kitaplarına...Bütün tanrılara kapılarım kapalı açmıyordum...kendi yalnızlığımla tükeniyordum...Bir akşam bir ışık indi kente...kent aydınlandı günleri ve ayları geçmiş takvimler gibi aşk gösteriyordu kapıdan kendini...oysa bir yanım yalnızlıktı benim...aşk o kadar geç kalmıştıki bu kente bütün tanrılar kendi peygamberlerini çarmığa germişti...ve sadece onlara tanrıları ağlıyordu...bir kadın bir tanrı ve şehirde bir militan...bütün yazılar gibi hepsi sadece bir dua da adları geçiyordu...

Devamını Oku
Hüseyin Cayıklı

benim tanrım sizinkinden farklı...siz kendisine tanrım dersiniz ben ona dost derim.benim tanrım inanın bencil değil...ona hergün ibadet etmemi istemiyor o bana bu dünyayı verdi gez eğlen hüzünlen diyor...ben sana bu kadar güzellik verdim cenneti cehennemi düşünmeden yaşa diyor ama dürüstçe...
benim tanrım diyorki ben onların tanrıları gibi sömürücü değilim benim adımı kullanarak insanları kandırma diyor...sev beni karşılıklı sev çünkü yarattığım dünyayı beğendiysen sev yarattıklarımı beğenmediysen nefret et diyor...benim tanrımın geniş açılara sahip düşüncesi karşı cinsini sev sokak başlarında askerler olacağına sen seviş onlarla...tanrımı ben çok seviyorum neden mi...bana dört kitapta bulunmayan şeyi öğretti...insanlığın yapısal hareketlerini...ne havraya gittim nede kiliseye.camiye gitmişliğim olmuştur bir kaç sefer sonra tanrımı tanıdıktan sonra onların ayakçılarında vazgeçtim ne havraya ne camiiye nede kliseye gittim...haçı hala toplama işareti olarak algılarım...pozitiflik sembolu yaşamın diye hristiyanların avuntusudur belki...ya yahudilere ne demeli yıldızları kocaman dünyayı şehvetle saracak kadar belki parlaklıklarının sırrı filistin halkının kanını o parlaklıkla örtmek içindir...müslüman kardeşlerime ne demeli vakıfsal ve tarikat bağımlı islam düşüncesi...islamı utanmadan birde felsefe diyenler...dinlerin çatışmasının nedensiz saçmalıkları...Benim tanrım diyor ki vazgeç bunlardan sen insansın...insan gibi yaşa...insanca öl...ben tanrıma burda katılmıyorum işte...insan gibi öl demiyormu deli ediyor beni...şu üç din yüzünden patlamalar ve insan eti ve kanı...insanca ölünmüyor onların tanrıları yüzünden...benim tanrımın büyücüye şeyhe ıvıra zıvıra ihtiyacı yok...benim tanrım o putperest aşağılıkları elleriyle yıkıyor...benim tanrım beni seviyor bende onu...
Amin

Devamını Oku
Hüseyin Cayıklı

tarihin önemi yoktu aslında.geçmişti geçmişte kalan hatıralarım ve kırık dökük sedef kakmalı aynalarım.hayata dair irdeledim konuları aşka da yaz dediler yazasım yoktu aslında.bitkindim yorgundum ruhumu sevda çıkmazına vuran bir kadına satmış gibi serkeştim.seslenişlerimi kıyı balıkçıl kuşları akşam sefaları ve birde daimi müşterisi olduğum rakı kadehleriydi neden olan sabahları beraber kapattığım meyhanelerin kimliksel biyografisiydi.Aşka dair yaz dediler bir tarihten önce bu tarihti.yıkılmıştım dökük bir viranenin arkasından baskılarında sıkılmıs bir şehir gibi damıttım acılarımı sıkısmıs yerde kalan yıllarıma.Aska dair yazdım...kadın gittmişti aşk bitmişti.yaşama dairdir tiyatro sahneleri kadın ve adam vazgeçilmez karakterleri.sevişmek ne kadar basitti.yargılanacağım akşamdı günahlarımı şeytana satma vaktiydi.kutsanmış suda yıkanacaktım.oysa bütün dinlerin lugatından afaroz edilmiştim.dinsiz gibi yaşamaktı sensiz.dini olmayan bir insan gibi felsefe aşklarıydı seni bana taşıyan taşaroncu sevdasıydı yanımda ki su.ne utopyalarımdan vazgeçebilirdim nede yardan.oysa bütün yarlar sere verilmedi mi? söyle şimdi kim kimi kandırabilir sevda çıkmazında.sen mi ben mi? endişeliyiz hayata.daha ne yazayım bilmem ki oysa iki yıl evvel bu tarihte ne diyordum şimdi ne diyorum.bir kadın buluyorum yada o beni buluyor ve tarihin anlamsal bütün yüklerini sedef kakmalı bir sandığa kapatıp ömür boyu açmamak üzere kilitliyor.

şimdi seni düşünüyorum hangi paragrafa yazmalıyım.

Devamını Oku
Hüseyin Cayıklı

yaşamak
yaşatabilmek
yaşlanabilmek
ölebilmek

Devamını Oku
Hüseyin Cayıklı

dost Emrah'a

şimdi sen gidiyorsun.bilmem ne düşünüyorsun...anladım şimdi imkansızları yaşıyoruz seninle.bir zamanlar güzel şeyler yaşadık hepsine veda ediyoruz...üzgünüm demekten başka elimden birşey gelmiyor seninle ne kadar çok zaman yaşamışız ne anlarda ağlamışız...mutluluk mavi bir kuştu bizim için sen gidence yoksul kaldı odam öksüz bıraktın türkülerimi...bir yanın yalnızlık olmalıydı senin alışması zor olan...Bir fotoğrafın var elimde biraz solgun yıllar sonra sararacak ve ben huzunle bakacagım sararan yapraklarımıza...sen gidince hiç bir şey değişmeyecek bahçedeki çiğ taneciklerini yine göreceğim...her zamanki gibi yaşayacagım.sen gidince bir şey olacak huzunl cocuk...
bu askı hatırlamak insanı her dakika yokedecek...seni sevdim ben seni sevdiğim için suçsuzum...
Bir yazar yazdı bunları o da seviyor galiba artık ne sigarasından duman geliyor nede gözlerinden yaş...
neden?

Devamını Oku
Hüseyin Cayıklı

simdi ben cok uzaktayim
fenerli direklerin hangi iskelede olduklarini bilirim
simdi ben cok uzaktayim
istanbulu dolasacak kadar yoruldum sadece...
simdi ben cok uzaktayim
adini soyleyecek kadar sarhosum...

Devamını Oku
Hüseyin Cayıklı

bilirim ben özgeçmişlerinden şairleri.yaşadıkça vazgeçişlerinden ve her vazgeçişte hayata sarılmalarından...bilirim...uzak bir şehrin yalnız çocuklarıydık yorulmuştuk,yormuşlardı bizi...erken başlamıştık çabalamaya...biraz daha zaman vardı...parklarda dolaşmamız lazımda sevgililerle ama biz yapmadık hep hicran oldu eski şarkılar.her sokak bizim sevdiğimiz çiçekler gibiydi hepsine ayrı ad takmıştık.ben yazılarımla intikam alırdım yaşamdan...diğerleri meydanda yada ayrı sevdalarda...bu demek olmuyor ki biz aşk yaşamadık...yaşadık elbette...hem öyle aşklarki herkesi kıskandıracak ve şaşırtacak kadar sevdik...ovalar geçtik şarkılar söyleyerek...her aşk bizim için bir kitaptı aslında kütüphane raflarına kaldırdığımız...yollara çıktık kaybolduk...bir gün geri döndük girdik odamızın kütüphanesine açtık eski kitapları kaldırdık tozlu raflardan...her defasında her yolculuk sonunda yaptık bunu...her defasında üzüldük...
benim en sevdiğim çiçek yalnızlıktı kalbimin boş odacıklarının sokak adıydı...ben hep sevdim onu...ayrılmadık hiç bir zaman...unutmadığım şehir isimleri gibi hep yanımdaydı...

Devamını Oku
Hüseyin Cayıklı

eski fotograflarda buluyorum
solgun yuzunu
sevda senin dezin
zamana
karsi gelmekteyiz
oysa

Devamını Oku