Aşk iki paralık şehrin tutsaklaşmıs insanları arasında gidip geliyor.
ben seni hangi yerde beklesem
ucaklarıyla havaalanları
karsıma diziliyor.
sabahlari hickararak uyanmiyorum
nedense gozlerime uyku girmiyor
birsey oluyor, kalbimin icerisinde
ikizlerim ruhumu cekip aliyor.
icimden bir irmak akiyor
ne idugu belli olmayan
kursagimda kaldi bahar mutlulukları.eskidim artık.kendime yalnız kaldım bir o kadar uzak.zamanları unuttum.bulutlarla beraber agladım.resimlerde ki artık ben değilim değiştim.o zamanlarda ki dusuncelerimden geriye bir ben kalmısım birde sana kalan bir kaç yazı.şimdi yeni bir sayfada yasatıyorum seni.hayatıma girerken sen boyle değildin.Ama su hayatın kahrını ceksemde onemli değil.yanılmıyorum artık baharda ki mutluluklarımda bu sefer yanılmak istemiyorum mevsim sonbaharı terkediyor burada bir bilet var aska gecikmeli kesiliyor.herkes için sonsefer bu.ne benim gidilecek yolum kaldı nede senin bana.yoruldum bu seruvensiz yolculukta.kızma bana cesaretsizliğim içinde affet ne yaptıysam bir kere guldurebilmekti seni ne yaptıysam cesaretsizliğim için affet yazılardan sana kalan bir ben olacak altında imzası olan...
imza
ben
Deniz düşün ki içinde birkaç balığın mutluluğu var.bes saniyelik bir sevinc.balıkça yaşamak belkide denizde olmam lazımdı benim.bir sahil köyünde balıkçı olarak...
sevdiğimi düşün hayalimde ki kadın...
Adı belli olan ama gizlerimde kapıldıgım.
Dusun beni sevdğim kadın
bes saniyelik bir sevgi için sev beni...
baskının yetişmesi lazımdı.
makinalar susmustu
ordakiler sebepsizdi
çalışmıyordu hiçbirisi ve hiçkimse.
haber ulastıracak ve haber niteliğini verecek kimse yoktu
saatler geçiyor ve bekleniyordu.
incifer'e
neyle tarif edebilirimki.yasadıgım askların bir tılsımı vardı yada bilemediğim bir istisnası.insanlar geceleri kaybolurlar ben boyle olmasını severim.yasamda kucuk bir midye kabugunun arkasından bakmayı da...içimde ki yolcular der bana bu son durak...gidilecek baska yol yok.yada kaybolman gerekli bir cadde basında.karar vermek zor.sevmek bir insanı affetmek gibi zor.hiçbirşey imkansız değildi bu plakta bir senfoni calıyordu,ismini bilmediğimiz bestecenin.sen plagı alıyordun ve gramafonda cok eski bir tiz sesiyle urkutuyordun ustumdeki yalnızlıgı.sen sucluydun ben masum rolu yapıyordum.ikimizde yasamdan bir sureliğine izin alıyorduk.yorgunduk,senfoni çalıyordu bestesini yapanı bilmiyorduk.iki yabancı gibi ayrı sokaklardan geçiyorduk.şimdi o çalan senfoninin tadıyla sokaklarda yuruyorum eski plaklarımı bir koseye attım ve sımdı bu sarkıda seni buluyorum...senfoninin adını artık biliyorum yalnızlık...besteyi yapan hala mechul...
yalniz gunlerimden biri.yiilardan 2002.bu aksam sanirim yemek yemeyecegim.seni dusunmekle bitkinim.kac gundur oructayim...kibrisi deniz almis ve yalnizlik seni ve beni animsatiyor iste.simdi nerelerdesindir bilinmiyorsun gorulmuyorsun donmuyorsun.
aramiyorsun
herneyse yorgunum kibrisa yagmur dusecek galiba
gozlerime coktan dustu
ne kadar yalnızsın diyenlere sormam gerek...yalnızlığınızı paylaştınız mı? diyecekler ki bana yalnızlık paylaşılsa adı yalnızlık olmaz...öyle düşünenler yanılıyor oysa...yalnızlık paylaşılabilecek bir olgudur...konuştukça ve paylaştıkça yalnızlığınız akşamları yatağınızda sizi sıkacak terletecek belkide ağlatacak çünkü ona o kadar çok alışmış o kadar çok güvenmiş olacaksınız ve onu kimle paylaşsanız o kıskanç bir sevgili gibi akşamları size hesap soracak çünkü o sizden başkasıyla paylaşılmak istemeyecek... yalnızlık belki baş ağırısı belki öldürücü bir zehirin etkisi yapacak...uyuşacaksınız...bütün anlatılan hikayeler size yalan gelecek...inanmayacaksınız...inananlar aşkın gazabına uğrayıp ömür boyu acı çekecektir...oysa yalnızlığın olumlu bir yönü vardır ve herşeyden ağır basan...yalnızlık kendine aşıktır sadece sizi kendisiyle paylaşır...sizi bir kor gibi yakıp kül etmez...Alışır yüreğiniz...herşeye alışacağınız gibi yalnızlıkta alıştırır sizi...Bir başka kadının kolların da sevişirken sizi bir köşeden izler...tek başınıza kaldığınızda geri dönmek istersiniz ve o size her zaman izin verir...yalnızlık korkulacak birşey değildir...yeterki paylamşamasını bilmelisiniz...
Tiyatro aslında şimdi başlıyor,tek perdelik oyun bu...diğer oyunların devamı sanmayın...Ama diğer oyunun başrolde ki kadını yine oynuyor oyunu...başrol olmasada hayal-i figür olarak geçecek yaşantımızda...
Şimdi gelelim asıl meseleye...bir kadın ve bir adam vardı...onlar artık yok...yani kadın oyunun arasına mektup gönderecek adam okuyacak sonra ayrılacaklar unutun onları...yandığı yerden başlıyor oyun...hani sizin hiç bilmediğiniz yazan kişiden başka kimsenin okumadığı yerden başlıyor...
şimdiden iyi seyirler...
incifer'e
vapur akşamları çıkar burda yola.
sabahları sıcak olur.
ben sana gelmek için vapura atlasam
sabaha sıcak olur
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!