Gökyüzüne bak,
Kaç dilde dua eder insanlar?
Türk’ün gözlerinde güneş,
Kürt’ün yüreğinde dağ,
Laz’ın sesinde deniz,
Adımlarında rüzgâr Çerkez’in.
Yorgun gölgeler birikir
sessiz bir şehrin kalbinde.
Kaybolmuş adımlar gibi dağılır,
unutulmuş hikâyelerin taşlarında.
Her gölge bir anı taşır,
Her insan bir gölge taşır,
ama bazı gölgeler, sahibinden önce ölür.
Bir mektup bırakıyorum
yırtılmamış
okunmamış
ama yazıldıkça eskiyen bir dille
Şimdi
Ne bir adın vardı
Ne de adresin.
Sesin sızıyordu uykusuzluklara.
Bir gece yürür gibi geçtim içinden
sana rastladım
Farkında değiliz,
aynı cam fanusun içinde
iki ayrı yalnızlık gibiyiz.
Zaman dışı anlarda,
tutkular bıçak sırtı,
her hece sen
Gece yarısının sessizliğinde,
Türkiye’nin en uç köşesinde,
sınırın kıyısında sarsıldı toprak,
7.2 büyüklüğünde bir yıkım,
Hakkâri, uykusunda titredi.
Adapazarı’nın sıcak akşamında,
saat 17.32’de,
yer bir anlık sarsıldı,
6.6 büyüklüğünde,
sessizliği kıran,
bir çığlık gibi.
Yaşam bir maratondu insana dair
Hiç durmadan koştum, soluksuz kaldım,
her kapıyı çaldım,
herkese yetiştim,
bir kendime geç kaldım.
Susarak geçtim kendimi,
bir taş gibi ağırdım omzumda.
İçimde usulca devrildi bir çağ,
ne söylesem yankılandı duvarlarda.
Yüzümü unuttum aynalarda,



-
Aydan Güner Özdemir
Tüm YorumlarŞiirlerinizle tanıştığım gün, kelimelerin kıyısında yeniden doğdum. Her dizenizde Ahmet Arif’in o devrimci nefesini, halkın sesini ve aşkın en katıksız halini buldum. Toprağın derdini, göğün öfkesini, sevdanın ve direnişin şiirini bu kadar içten dokuyabilmek ancak büyük bir kalbe ve usta bir kaleme ...