Uzaklarda olsan da sevdan sinemde durur,
Müptelâyım aşkına sürur üstüne sürur,
Senden gelen cefâya fedâ ettim ömrümü,
Derdinle gam çeksem de aşkınla yanmak gurur.
Ömür hep gece olsa çerağ ile yaşarım,
Binbir cefa gam ile yürüdüm adım adım,
Soyuldu tüm benliğim ne fer kaldı ne deri,
Dağlarda yankılandı pür dolaştı feryadım,
Sonunda yıktı beni feleklerin ejderi.
Yandı şehri vücudum ne lezzetim ne tadım,
Can’ı borçlanıp doğduk tarihsiz çek vermişiz,
Çek’i îmâna nispet Şeytana ödemişiz!
Saçaktaki buz gibi düştüm sana saplandım,
İçinde eriyerek ömrümü tamamladım!
İcraî sanat ettikçe, melekeler hızlanır,
Nefsiyledir, insan için, en yorucu savaşlar;
Aksî hâlde beden esir, ruh tutuklu, sızlanır,
Namaz edâ edildikçe, sanat orda yavaşlar.
Nâmûsa mütecaviz rol üstlenen adına-
Parmak çıtlatsın bir el diskoda zikir rakstır,
Bilim bir yanılıp da (!) erkeğe ve kadına-
Cevherî nâmûs deyip tahlil yapması şarttır.
Bunca misaller varken gözümüzün önünde
Ders almadan yaşarız nefsimizin emrinde
Yılan bal yerse zehir, arı zehir yerse bal
İnsan ne yerse yesin hep nankörlük peşinde
Nerden gelir, nere gider, ne ölçer-
Bir nefsim var, o ektirir, o biçer;
Güdüleri dürtüleri içime,
Ustalıkla işleyerek rol biçer.
Kader midir, mucize mi, belâmı-
Uzaklardan bir esinti bir selâm,
Kalp gül açtı sevincinden vesselâm,
Dağı taşı delip geçen bu ilâm,
Âlemleri şen eyledi nerdesin.
Kopup gelen ırmaklardan vadiden,
Gerdiğim yaydan çıkıp çok uzaklara düşen
Gönülgâhımdan eser iki oktan birisin
En içli şarkıların ilhâmıyla yetişen
Bunca güzel içinde jürinin tercihisin
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!