Yorulmadın mı hâlâ?
Koşup durmaktan bıkmadın mı?
Haydi çocuk, gelsene bana.
Bilyeler, gazoz kapakları, bisikletler...
Söylemen yeterli,
Hey benim on dokuz yaşım, telaşım.
Bulutlara öykünüp semaya vuran başım.
Hey benim on dokuz yaşım telaşım.
Alın yazım, dilime dolanan şarkım.
O zalim örümceğe
Şiir yazılır mı dediler
Yazılır dedim.
Destanlara konu olacak hali yok ya!
Kurda, kuşa, taşa, toprağa yazılan şiir
Pekala ona da yazılır.
Bir vapur geçer karanlıklar içinde,
Serdümeni mahir bir kumandan.
Ak mı ak, yiğit mi yiğit,
Yekpare bir nurdan.
Serde özgürlük var diyen baştır.
Puduhepa
(Kral Hattuşili’den Pudihepa’ya)
Puduhepa sen Hatti ülkesine can veren parlak bir yıldız,
Sen, tebessümü geniş göz alıcı bir sedir
Beni son kez görecekmiş gibi sev.
Ellerimi ilk kez tutacakmış gibi sev.
Ve ilk sualini soracakmış gibi yaklaşıp
Kalbime dokunup öyle masumca sev.
Yine depreşti aşk-ı muhabbet efendim.
Süzüldü dimağdan hicranım efendim.
Yitip giden yılları gel bana sor.
Arzuyla yanan yüreği ten kafese sor.
Sevgilim gidersen sana dur demem.
Geçen bir ömre yazık, günahtır demem.
Ne kaldıysa elde, avucumda
Al senin olsun istemem demem.
Dönersen bir gün bana
Ne kadar yaklaştıysam
O kadar uzaklaştı.
Cana kıyıcı bir kıymıktı
Dokundukça daha derine kaçtı.
Gayb alemini bargah edip konanda, seyreylerim alemi ben.
Aşk oduyla hemhal olup yananda, vecd ile yanıp dönerim ben.
Huzura varıp secdeye duranda, arz ederim hallerimi ben.
Gönlüme girip duranda, gül olur, dikenime ağlarım ben.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!