Gökhan Oflazoğlu Şiirleri - Şair Gökhan ...

Gökhan Oflazoğlu

Neye başladığını bilmediğin ölüm, kelebeğin
kanatları kadar hür, yaman bir çelişki üzerinden,
geçiş bulutlarına yürür, zemin kuran öpüşlerden
gür, dokun ve kur fikrini, canlılık seninle olur, çözüm
mekanları sende kurulur, sonsuz aşan gül de bir oluş, kendin de gömülü olan kendinden öte, yokluk zemininin sessiz çığlıkları, derin kazılarda duyulur, zaman ilk kez bulunur, görünmezin dipsiz evrenin de. Giderek daha uzak ve en yakın, el el üstünde el koyar, bütün geçmiş ve geleceğe. Gül.

Devamını Oku
Gökhan Oflazoğlu

Bir gülümseme süresince uçuşan anların,
uzaklığın potasında erimesiyle elde edilir zaman,
sana nefes, kararsız iklimi sarar, yazıklanışında üreyen kendilik ve ötenin zemininde yankılanan, duru ve saf yapıdır ilk duyulan, tercihini parlatır, kabulun görkemidir fetih, bildiğini unutmuş, bilginin kaynağına taşan. Görmezliktir varkılan, süreklilik çemberini , dolan dur, elinde yersizlik ve darlık ekseni. Say ki omuzlarında buncası, ya tekinlik, ya da kaygan zemin içre unutulur, uzakta kalan.

Devamını Oku
Gökhan Oflazoğlu

Bütün zamanları aşsak bile, bir zaman daha
var bizden öte ve bütün mahkumlar övse de,
alkışlarla yükselen düşer yere. Kimse inanmamış
tuhaf zincirlerin bağ kuran şakırtısına, ses sesi aşmış,
dil içre kurulan, düşüncede yoksa bile, bir dil daha var,
gözeneklerinde, susmak da bir dildir, soluyan derinle.

Devamını Oku
Gökhan Oflazoğlu

Parıldayan gecenin ortasında yanan güneş,
çağrılı zamansızlığın umut üreten soğuk düşü.
Kayar gider avucundan soluk, çevreler yitmişi,
uzak bir ben aşan ifadenin düşüşü, sözsüzlük
uçurumu kadar derin, belki çıkılır belki çıkılmaz.
Dalıp gittiğin dumanlar arasından belli belirsiz

Devamını Oku
Gökhan Oflazoğlu

Akşam kızıllığında yakın gerekçenin kor ateşe
dönüştüğü, yağmurla yıkanmış bahçelerde
tekrar üreyen, yazıklanmış bir rüya bereketi
saçar ve güzeli özüne katar, gülüşlerin ötesine
taşmış özelliklerin yoğunlaşıp karanlıklara
karıştığı, aykırı oluşun verimli destanı olur,

Devamını Oku
Gökhan Oflazoğlu

Şeffaf bir varlık, daha çok var gibi, o yüzden duymaz,
gereğinden uzak, özlemi sert esen rüzgarların, olmayacak bir çizginin takipçisi, çok emin belli, körelmiş elleri, dokunmaz gerçekte, gündelik çapraz ateşte, ilk düşenlerden yere kırılganlık ikliminde, umut olmalı ki devam etmeli, öyle de olur, neler son bulur iradenin elinde, yaşar gider kendince, saplanıp kaldığı yerde, yeni bir eğlence üretir kimliksiz gezilerinde, imkansız seçeneklerin görkeminde memnun belki de, ve bu dayanışma, yok evreninde bir aralanma gerçekleşince, başkaları başkalaşır, çoğu zaman yaya kalınır, bilinmeli belki de, güven kendine. Her zaman mümkün olanın gelişi herkesin kendiliğinde, kendine el verme de, sen bilmesen de, bilinirsen öte de.

Devamını Oku
Gökhan Oflazoğlu

Süreksizlik bir kader, yakınlıklar, uzaklık zeminin de
erir, elverdiğin hissediş, silinir görüş dehlizlerinde.
Gözlerinden yansıyan parıltı nerde demirler, esinler
uçarı yürekleri, sevinç dalları eğilir öper, türlü eğlenceler var , biz bilmesek de.

Bu gidiş gelişler evreninde vaka bitmez, bugün varolan

Devamını Oku
Gökhan Oflazoğlu

Bir ıslığın peşinde gezinen sonbahar, açılır
uzak titreşimlere, kapılmış rüzgarın fısıltısına,
anlatır görkemini batarken yükselen dağların
denizlerde, başı dumanlı.

Ahların evreninde sancılı gözlemlerin, ucuz

Devamını Oku
Gökhan Oflazoğlu

Söyleşemezsen varolmazdın elbette,
sözlerin duvarlarda kaybolur giderdi,
kötü niyet de binerse üstüne, yok
çölünde ava çıkmış olurdun, bağlantısız,
kopuk zeminde, bulduğun hiç olur,
kıvranırdın, burdan çıkarsın, eşsiz bir

Devamını Oku
Gökhan Oflazoğlu

Bütün öncesizliklere adanmış
yalnızlığım kendi yolunda bekler,
kısa bir duyumla göz açmayı
nihayetsize, gene hüsran, kalır
üyelerin darmadağın, bir
alınmamış mektup gibi dolaşır,

Devamını Oku