Bakışlarındaki elem, kederi,
Sanma ki başkası anlar, üzülür.
Ateş yakar ancak düştüğü yeri,
Acılar gözyaşın olup süzülür.
Alnına yazılan kötü kaderi,
Neden deşip maziyi ağlayıp duruyorsun?
Madem unutmuş seni, hâlâ ne anıyorsun…
Ömür denilen bu şey, anlamazsın tez geçer,
Madem unutmuş seni, hâlâ ne arıyorsun…
Seni candan sevene vereceksen ver değer,
Gönlümü için için yakar hicran ateşi,
Seneler gelip geçti, neden hâlâ sönmüyor?
Baht-ı mı aydınlatan, söndü aşkın güneşi,
Mutluluk artık hayâl, giden geri dönmüyor
Sanki bir rüya gördüm, uyandım, bitiverdi,
Bir meçhulden geldik,
Diğer bir meçhule gidiyoruz.
Dediği gibi Veysel Ozan’ın
'İki kapılı bir han'
Birinden girdik içeri,
Diğerinden çıkıyoruz anlamadan.
Mecnun olmuş deyip hor görme sakın,
Ben senin yüzünden geldim bu hâle.
Kurbanı olmuşum umarsız aşkın,
Ermez ki bu gönlüm sensiz kemale.
Baharda hazanı yaşayan benim.
Gündüz hayâllerimde, gece rüyalarımda,
Bir an bile geçmiyor, sen olmadan yanımda...
Havam, suyum, güneşim, hayatımda tek eşim,
Canıma can katarsın dolaşırken kanımda.
Mutluluğu sen verdin, sende tattım aşkı ben,
Sana olan hasretim, tüketirken ömrümü,
Gönlümün bahçesinde hazan mevsimi sanki…
Ayrı geçen günlerin, hiç çekilmiyor zulmü,
Her geçen gün daha çok özlüyorum inan ki!
Hatıralar önümde, anılar hep dilimde,
Soruyorum herkese, dolaştığım yerlerde,
Senden kalan bir ize, belki rastlarım diye
Hasretliğin çığ gibi büyüyor hep içimde
İnan ki çok özledim, muhtacım ben sevgiye.
Maziye bir göz atsam, yara hemen kanıyor,
Sen beni kaybettin bugün büsbütün,
Yalvarma boşuna, geçip karşıma.
Gururum geliyor aşkımdan üstün,
İnanmam hiç artık, o göz yaşına.
İsterdim ki beni birazcık anla,
Ne senin unutman mümkün, ne benim unutmam mümkün,
O günleri yaşadık biz, mazi olup kalsa bile…
Şöyle bir bak mazimize, sanki her bir şey daha dün…
Geçip giden bu seneler, ömrümüzden çalsa bile…
İnkâr etme hiç boş yere, sende pişman olmuşsundur,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!