Düzğün Baba ulu eren
Demiş sizin olsun himmet
Çıkmış dağın tepesine
Mal davara etmiş hizmet
Devrişliği vermiş boşa
Demiş emeğinle yaşa
Yeşillenmiş kuru meşe
Düzğün dağın tepesinde
İstememiş yoktan, varı
Giymiş çarığı, şalvarı
Beslemiş malı,davarı
Düzğün dağın tepesinde
Ululuğu gelir ondan
Kalbi dolu mazlum insan
İşinin ehli bir çoban
Düzğün dağın tepesinde
Dilekler tutulur burda
Umut olmuş nice derde
Kurbanlar kesilir pirde
Düzğün dağın tepesinde
Mekanı yurdu budadır
Şimdi dolanır sırdadır
Doğan Baba huzurdadır
Düzğün dağın tepesinde
Ozan Doğan Can Baba
Edep ehlli olan cana
Gerekmez talim, terbiye
Zaten onun muradıda
Edep ehli olsun diye
Korkma seni yaratandan
Yaratlıdın aynı candan
Yüreğinde taşıdığın
Sevği, merhamette ondan
Önünde hayatın yolu
Sağın, solun nimet dolu
Yaradan şükür eyle
Asi olma insanoğlu
Gayriye uzatma elin
Yalana dolatma dilin
El yara meylini verme
Daima berk olsun belin
Sahiplen işin,eşini
Boşa kaynatma aşını
Her davaya kafa yorma
Derde salarsın başını
Geçmiş günlere ağlama
Gayretin yarine olsun
Şen olsun evin, ocağın
Sofrana bereket dolsun
Yokluk Haktan gelen değil
Yaratan insanoğludur
Çalışıp emek edene
Bin türlü nimet doludur
Yıktığın var ise kaldır
Döktüğün var ise doldur
Unutmaki bu gönülde
Hakka varılan bir yoldur
Dünyaya kem gözle bakma
Ateşlere verip yakma
Senden sonra gelenler var
Onlara harap bırakma
Bir ağaç dik seni ansın
Serçe kuşlar yuvalansın
Günü geçip kuruyunca
Bir gün bire ateşte yansın
Ölümdür hayatın sonu
Her can tadacaktır bunu
Kimi ayakta yürürken
Kimisi karşılar onu
İşte geldin son durağa
Eriyip aktın toprağa
Geçer zaman, döner devran
Dönersin bostana, bağa
Şimdi gene dünyadasın
Aynı havada sudasın
Aradaki fark sadece
Ayrı şekil simadasın
Doğan Baba edep ile
İnsan erermiş kemale
Kenara dur edepsizden
Şahla, sultan olsa bile
Ozan Doğan Can Baba
Cananım ağlama taşa toprağa
Umudun bağlama dala yaprağa
Yeşil bez bağlama kuru budağa
Çaresiz,dermansız kalsan da bile
Hak seni özünden saldı dünyaya
Başka varlık alıp koyma araya
Aklın kemalınla düşün bir daha
Sevdanı deryaya salsan da bile
Gözünü aleme açtıktan beri
İçinde duruyor Hakkın cevheri
Ben donu giyenden içme kevseri
Ateş ile nara yansan da bile
Delikli taş bilmez neler ettiğin
Neleri yıktığın neyi döktüğün
Hangi gönül ile gelip gittiğin
İçinde daralıp kalsan da bile
Dost ile aradan kaldır perdeyi
Sen sende ara bul derde çareyi
Doğan yol bilmezden uzat arayı
Şah ile sultandan olsa da bile.
Ozan Doğan Can Baba
Çağır gönül deryasından
Çağır Şahım Ali gelsin
Aşka düştüm sevdasından
Çağır Şahım Ali gelsin
Kamile kavğa yakışmaz
Alim cahille çatışmaz
Çağırırsan darda koymaz
Çağır Şahım Ali gelsin
Bırak böyle yoz işleri
Dök eteğinden taşları
Akıt gözünden yaşları
Çağır Şahım Ali gelsin
Derman olsun derdimize
Melhem çalsın yaramıza
Hakikatte aramıza
Çağır Şahım Ali gelsin
Kemaleti sende ara
Elin açma uzaklara
Doğan Düştük Ahu zara
Çağır Şahım Ali gelsin
Çağır Şahım Ali gelsin
Gelsin bize himmet etsin
Ozan Doğan Can Baba
Sabah yatağında gözün açınca
Çağır Ya Hz.Muhammed Aliyı çağır
Can beden girip vucud bulunca
Çğır Ya Hz.Muhammed Aliyi çağır
Evvel yüzün yıka karalanmasın
Sonra ağzın yıka yalan dolmasın
Kulağın temizle haset duymasın
Çağır Ya Hz. Muhammed Aliyi çağır
Aklını mes eyle kötü fikirden
Gönlünü temizle kinden, kibirden
Geç işin başına hamdu şükürnen
Çağır Ya Muhammed Aliyi çağır
Uzatma elini elin malına
Dolatma dilini yalan dolana
Gel işkence yapma canlı olana
Çağır Ya Muhammed Aliyi çağır
Şimdi abdest aldın hakikat ile
Yola gideceksin tarikat ile
Geç işin başına marifet ile
Çağır Ya Muhammed Aliyi çağır
Can Baba umut kesme dünya halından
Lezzet anla kaymağından, balından
Gelip geçeriken hayat yolundan
Çağır Ya Muhammed Aliyi çağır
Ozan Doğasn Can Baba
Bu güzelvatanın bir karışına
Göz dikenin gözlerini oyarım
Toprağına değil bir tek taşına
Göz dikenin gözlerini oyarım
Biz nasıl kurtardık bu güzel yurdu
Yetmiş ikik millet hep bize vurdu
Eren evliyalar himmet buyurdu
Nenemden, dedemden böyle duyarım
Bu şanlı milletin kara gününde
Şahlanır ecdadı kalkar yerinde
İşte Sarıkamış gözler önünde
Allahu Ekberde yatar canlarım
Her yüce tepede bir şehit yatar
Aşkımız, şevkimiz orada atar
Örnek Çanakkale dünyaya yeter
Destanlar yazıyor kahramanlarım
Ceddi celalimiz güç verdi bize
Süpürdük düşmanı döktük denize
Karanlıktan çıktık güne, gündüze
Yurdu çiğnetmedi koç aslanlarım
Sahipsiz değildir bu güzel vatan
Doğan Can bu bayrak yükselir her an
Kutsal emanettir bize atadan
Mustafa Kemaller varlığım varım
Ozan Doğan Can Baba
Bir zaman ne güzel demde devranda
Kervan yürütürdük ulu divanda
Çatallandı yürek kaldı gümanda
Sen bir yana ben bir yana dağıldık
Ede erkan cümle canlar bir idi
Hünkar aramızda gezer sır idi
Senlik, benlik dedi, kodu yürüdü
Sen bir yana, ben bir yana dağıldık
Akıtırken gözümüzden yaşları
Ertitirdik kara, kara taşları
Belkim bunlar gene Hakkın işleri
Sen bir yana, ben bir yana dağıldık
Böyle varılırmı ulu didara
Eli boş gidenin yüzüde kara
Hani katılalım dedik kırklara
Sen bir yana ben bir yana dağıldık
Kimi posta, kimi dosta saldırdı
Kimi benim dedi bayrak kaldırdı
Doğan kör cahiller beni öldürdü
Sen bir yana ben bir yana dağıldık
Ozan Doğan Can Baba
Biz mihmanı Hak biliriz
Bizde mihman Ali derler
Hak için hizmet eyleriz
Hizmetimiz Hakka derler
Ali can,canAli can,can
Hacı Bektaş Veli can,can
Eksik arayıp durmayız
Yaraya neşter vurmayız
İnce eleyip sormayız
Kemaleti belli derler
Hem sakimiz kevserimiz
Alidir bizim pirimiz
Arıdan belli sırrımız
Marifete balı derler
Çerağımız yanar nurdan
Dolumuz gelir Selmandan
Soframızda Kamber Candan
Muhabbetin dili derler
Sereriz gönül postunu
Severiz Ali dostunu
Can Baba uzat destını
El,ele el Hakka derler
Ozan Doğan Can Baba
Aslım Hakkın çamurundan
Yoğuruldum hamurundan
Nefes almışım nurundan
Beni böyle bilesiniz
Ben Haktanım Hak bendedir
Cümlesi bir bedendedir
Hak diye ses verendedir
Beni böyle bilesiniz
O Haktır bizi yaratan
Bizleriz onu var eden
Akıl, fikirde sır eden
Beni böyle bilesiniz
Ben Hakkın bir pazarıyım
Okuruyum yazarıyım
Hakka kelam dizeniyim
Beni böyle bilesiniz
Ozan Doğan Can Baba
Biz Ademin çamurunu elimizle yoğurduk
Kutsal kıldık yüreğine nuru rahman doldurduk
Kainata sultan yaptık bunca nuru nimetle
Kabe kıldık,kıble bildik,secdegahına durduk
Biz Havvaya yedirince yasaklanan meyvayı
Açıldı gönül perdesi gördü aşkı sevdayı
Sürgün yedi,Adem ile ayrı kaldı ağladı
Evrahına mesken kıldık bir ömürlük dünyayı
Nasıl bir tufan yarattık yer yüzünü sel aldı
Nuhla kendi ailesi bu tufanda sağ kaldı
Yağmur dindi, sular indi selamete erince
Her mahlukat eşi ile yer yüzüne dağıldı
Turda Rabbiyle konuştu uydu onun emrine
Derya deniz yol eyledik Musa ile kavmine
Çarmıh ile dara çekip dikenden tac giydirdik
Gök yüzünde mekan kurduk İsa dedik birine
Temiz ahlak abidesi gösterdik Mustafayı
Onun aşkı sevdasına var eyledik dünyayı
Aslan yaptık, turab dedik bin türlü don giydirdik
Dört köşeye, dört kitaba koyduk Ali Abayı
Biz uzattık yetmiş arşın zülfikarın boyunu
Biz indirdik gök yüzünden çift boynuzlu koyunu
Kutsal kıldık bin derde derman dedik
Abu kevser ile zemzem suyunu
Biz yürüttük dağı,taşı erenlerin aşkına
Pir eyledik,rehber lıldık gönlümüzün köşküne
Biziz cümle mücizenin, mücizatın cevheri
Can olmuşuz Can Babayla sevdasına düşküne
Ozan Doğan Can Baba
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!