Rabbim rahim ve rahmandır,
Ne ateşi var ne narı.
Kendi yarattığı canı,
İnticetek iş yaparmı.
Kilerleri kitli sanma,
Birde benden duyun Karsın halini
Yanık bağrı ile suskun dilini
Çünkü ben yaşadım iyi bilirim
Çile ile derdin hası var burda
Buranın insanı alışmış derde
Gururu eylemiş gözüne perde
Söz mertlik olunca kabarır birde
Çile ile derdin hası var burda
Bir ağaç mı vardı gölgesi ola
Su için giderdik uzun bir yola
Kaşıkmı salladık kaymağa,bala
Kardaş biz bu köyün neyini gördük
Garip anam bir tek inek sağardı
Ne peyniri boldu ne yağı vardı
Sebzeden, meyvadan kim haberdardı
Kardaş biz bu köyün neyini gördük
Arpa ekmeğini yedirdi bize
Pantoloun paçası değerdi dize
Nasıl yalvarırdık sarı öküze
Kardaş biz bu köyün neyini gördük
Kaç bayram geçirdik baldırı çıplak
Ayağımız yalın başımız kabak
Buca çile, derde kim oldu ortak
Kardaş biz bu köyün neyini gördük
Mardın sonlarında tezek biterdi
Garibin bacası zar, zor tüterdi
Kara kış kapıda sanki beterdi
Kardaş biz bu köyün neyini gördük
Bilmem toprağında ne hikmet vardı
Bir yıl ekilirdi bir yıl beklerdi
Ya kuraklık vurur ya sel gelirdi
Kardaş biz bu köyün neyini gördük
Köyde çayırımız, tarlamız vardı
Babam üç, beş evlek tırpan sallardı
Midesi ağırır,sancı tutardı
Kardaş biz bu köyün neyini gördük
Bin türlü isyanla yatardı yere
Bir ilaç yoktu ki sancı gidere
Elinden bıçağı aldık kaç kere
Kardaş biz bu köyün neyini gördük
Bir öküzümüz vardı gemde yatardı
Babam üzerine sapı toplardı
Kibriti çakınca fiğan kopardı
Kardaş biz bu köyün neyini gördük
Ormandan öküzün cendeği geldi
Bir düvemiz vardı sellerde kaldı
Birde medeğimiz kurda yem oldu
Kardaş biz bu köyün neyini gördük
Bir atımız vardı biraz topaldı
Ercan epey bindi hevesin aldı
Kışın yedi içti baharda öldü
Kardaş biz bu köyün neyini gördük
Beş kardaşım bir döşekte yatardı
Yorgan sende,bende kavğa çıkardı
Atletle, picama, çorapmı vardı
Kardaş biz bu köyün neyini gördük
Bekle ki birinin ineği ölsün
Fakir, fukaranın gözü et görsün
Ya ağzını eysin,ya kendi versin
Kardaş biz bu köyün neyini gördük
Selimde okurdum bin türlü çile
Gün geçerdi çeyrek somun zeytinle
Tipide kayb olduk beş çocuk ile
Kardaş biz bu köyün neyini gördük
Okumak yerine sanki sürğüne
Her kesin umudu olmuştuk gene
Azmı yayan gittik köyden Selime
Kardaş biz bu köyün neyini gördük
Babamıza rahmet dileriz her dem
O kurtardı bizi dertten, çileden
Çok şükür pay aldık kadir kıymetten
Kardaş biz bu köyün neyini gördük
Okuduk çalıştık işimiz oldu
Evimiz,aşımız,soframız doldu
Çoluk, çocuğumuz şad oldu güldü
Kardaş biz bu köyün neyini gördük
Cem cemmat edip yürütüp erkan
Pirin sevdasıyla oldum bir ozan
İsmim zikredilir Ozan Doğancan
Kardaş biz bu köyün neyini gördük
Ozan Doğan Can Baba
Kara örtünün altında
Her yan bile kara olur
Karanlık çöker gönlüne
Sevdan bile kara olur
Kemalete erem diye
Bürünme kara örtüye
Bunca ışık kandil niye
Dünyan bile kara olur
Göz vermiş ki görmen için
Görüp fikir sorman için
Bu örtünme perde niçin
Aynan bile kara olur
Kapılmışsın bir hevese
Kendin koymuşsun kafese
Uğramışsın pis nefese
Havan bile kara olur
Doğan Baba edep ile
İnsan erermiş kemale
Örtü kar etmez cahile
Aklın,fikrin kara olur
Ozan Doğan Can Baba
Erenlerin bahçesinde
Çalı bile gül gibidir
Dem diye bade sunarlar
Şerbet gibi bal gibidir
Küfrü imana sayarlar
Alır bir yana koyarlar
Hama, pişkine uyarlar
Görğüsüne say gibidir
Erenlerin gerçek zatı
Neylesin rütbe, beratı
Gönlündeki hakikatı
Hakka giden yol gibidir
Hak divanında huzurda
Yertmiş iki bir nazarda
Cümlesi aynı pazarda
Alış,veriş hal gibidir
Hakikatın kapısı dar
Türlü derdi çilesi var
Can Babanın sevdası yar
Arar durur del gibidir
Ozan Doğan Can Baba
Geç otur karşıma edep,erkanla
Sen bana canan ol ben sana canan
Murad alınırmı kuru bir canla
Sen bana canan ol ben sana canan
Yaradan yaratmış seni nurundan
Yakın olmuş sana Şah damarından (kaf.16.ayet)
Süslemiş bezemiş sevdalarından
Sen bana canan ol ben sana canan
Aç gönül evinde hele bir ara
Senin ile düştük bu sevdalara
Yüzümü dönmezem taşa, duvara
Sen bana canan ol ben sana canan
Seni bu aleme etmişler sultan
Emrine verilmiş koca bir cihan
Hakkın temsilisin insansın, insan
Sen bana canan ol ben sana canan
Can Babayım sensiz varamam dosta
Hak himmet edermi kuru bir posta
Cemalinden ayrı hastayım, hasta
Sen bana canan ol ben sana canan
Ozan Doğan Can Baba
Dünyanın malına doymuşsa gözün
Gelde erenlerin kervanına gir
Hakka hakikata bend olmuş özün
İnsanın mayası özü sevğidir
Sürüne,sürüne geldik bu çağa
El at kültürümüz kalksın ayağa
İsmin nakışlansın ovaya,dağa
Dost, dost diyen dostlarını sevindir
Yaptığın eserle tanırlar seni
Bin yıl geçse bile anarlar seni
Yarat bir güzellik yücelt kendini
Desinler ki Bülent yolun eridir
Taht kurasın erenlerin köşküne
El olasın ikrarına düşküne
HZ.Muhammedle Murtezanın aşkına
Murat istiyorsan menzil senindir
Anan, baban hizmetinden pay alır
Bin rahmetle, bin sevğiyle anılır
Sen gidersen ardın sıra ne kalır
Bilirsin ki insanoğlu fanidir
Nice söz verenler geriye durdsu
Verdiği ikrarı yerlere vurdu
Bu mazlum halk sende bir ışık gördü
Can Baba hizmetin günü bu gündür
Ozan Doğan Can Baba
Hak himmet eyledi muradın verdi
İsak,İsmaile geldi bu kurban
Kırkların ceminde divana durdu
HZ.Muhammed Aliye geldi bu kurban
Huriler, melekler yol gösterirmiş
Gökten semah ede,ede gelirmiş
Sanki kurban olacağın bilirmiş
Hasan,Hüseyine geldi bu kurban
Sürüden ayrıldı bir körpe kuzu
Alnına konmuştu zöhre yıldızı
Uzattı boynunu mest etti bizi
Zeynel,Bakır,Musaya geldi bu kurban
Gözleri elaydı,bakışı ceylan
Dişleri parlardı sanki bir mercan
Nakış, nakış etmiş onu Yaradan
Caferle Rızaya geldi bu kurban
Bilekleri ince gelişi güzel
Miski amber gibi kokusu güzel
Melemesi bir hoş sesi ne güzel
Taki,Naki,Askere geldi bu kurban
Can BABA der Hak insana kıymadı
Sıkışınca gene darda koymadı
Bıçak bile emre karşı durmadı
Bütün insanlığa geldi bu kurban
Kurban gülbenği,
Bismi Şah Allah, Allah
Hak. Hz.Muhammed, Hz.Ali yüzü hürmetine
bu dergahtan ayrılma ey gani,
Fermanı Celil
Kurbanı Halil
Delili Cebrail
Tekbiri İsmail
Subhanellezi,
Allahu ekber, Allahu ekber,
Allahu ekber, Vallahu ekber.
La ilahe illahu havu,
La havle vela kuvvete illa, billa Aliyul azim
Ozan Doğan Can Baba
Azrail gögsüne kondu
Geldi çattı kıyametin
Emanetin geri aldı
Geldi çattı kıyametin
Ne güç kaldı ne de kuvvet
Fayda etmez mal, mülk, servet
Oldun bir kuru iskelet
Geldi çattı kıyametin
Yatırdılar orta yerde
Üstüne çektiler perde
Çenen bağladılar birde
Geldi çattı kıyametin
Oturdular dört yanına
Ağlaştılar civanına
Haber gitti dostlarına
Geldi çattı kıyametin
Gözlerin oldu sürmeli
Saçların oldu sırmalı
Nasılda oldun kıymetli
Geldi çattı kıyametin
Kimi dedi yazık oldu
Kimi dedi vakti doldu
Velhasıl ki olan oldu
Geldi çattı kıyametin
Önce selanı verdiler
Kim olduğun bildirdiler
Dostlar,komşular geldiler
Geldi çattı kıyametin
Yol giderken kabristana
Herkes selam durdu sana
Kim dediler ona buna
Geldi çattı kıyametin
Anadan üryan soydular
Taşın üstüne koydular
Üstüne örtü yaydılar
Geldi çattı kıyametin
Yıkadılar ılık suyla
Hacı Şakir sabunuyla
Yedin parmağı ucuyla
Geldi çattı kıyametin
Çevirdiler sağdan sola
Su döktüler abdest ola
İşte şimdi girdin yola
Geldi çattı kıyametin
Kefen bezin beyaz renkten
Alı, yeşili ipekten
Çıkamazsın bu gömlekten
Geldi çattı kıyametin
Beline kuşak bağlandı
Sağ elin dışarda kaldı
Sevenlerin niyaz oldu
Geldi çattı kıyametin
Helallığın istediler
Her kes razıyız dediler
Haktan rahmet dilediler
Geldi çattı kıyametin
Kıldılar son namazını
Eylediler duazını
Kimse duymaz avazını
Geldi çattı kıyametin
Yüklediler omuzlara
Değiştiler sıra,sıra
Tekbir çektiler bir ara
Geldi çattı kıyametin
Yer yarıldı mezar oldu
Cesedin içine kondu
Sağın, solun toprak doldu
Geldi çattı kıyametin
Hoca okudu yasini
Sen duymasanda sesini
Toprak örttü kafesini
Geldi çattı kıyametin
Zikre başladı telkini
Hatırlatıp sana seni
Tasdik eyle söyleneni
Geldi çattı kıyametin
Dedi Rabbin Yüce Allah
Kitabında kuran vallah
Şefaatçın Resul Allah
Geldi çattı kıyametin
Müminlerde kardeşlerin
Kızıp sıksanda dişlerin
Tersine döndü işlerin
Geldi çattı kıyametin
Bu mekanda nice canlar
Sessiz,sedasız yatarlar
Yolun sonu buraya kadar
Geldi çattı kıyametin
Herkes döndü geri geldi
Orası senin evin oldu
Baş ucuna ismin kondu
Geldi çattı kıyametin
Üç gün sonra huzuruna
Dizildiler nazarına
Su döktüler mezarına
Geldi çattı kıyametin
Toplandı konu komşular
Bu gün senin hayratın var
Bir kazanda helvan kaynar
Geldi çattı kıyametin
Beş gün ağladı sevenin
Bağırıp dizin dövenin
Toprakta eridi tenin
Geldi çattı kıyametin
Ağlayanlar oldu sakin
Bu dünya böyle velakin
Kimse bilmez uzak,yakın
Geldi çattı kıyametin
Unutuldun yavaş,yavaş
Hayal oldu bacı, kardaş
Toprak oldu tene yoldaş
Geldi çattı kıyametin
Kırkında yemek verdiler
Nede iştahla yediler
Hak rahmet etsin dediler
Geldi çattı kıyametin
Kimi içirdi kevseri
Dedi cennet mekan yeri
Kimi dedi bir serseri
Geldi çattı kıyametin
Şimdi bayramdan, bayrama
Belki uğrarlar yanına
Kusura,musura bakma
Geldi çattı kıyametin
Budur kıyametten mana
Yani ölüm gelir cana
Bu gün sana,yarin bana
Geldi çattı kıyametin
Ötesine akıl ermez
Çünkü giden geri gelmez
Bir haber bile göndermez
Geldi çattı kıyametin
Sofu baba çok şey bekler
Gönlünde neler var neler
İsterseniz zikredeyim
Onun defterinden haber
Doğan Baba bu köprüden
Geçer her can üşenmeden
Soramazsın niçin, neden
Geldi çattı kıyametin
Ozan Doğan Can Baba
Dost bana bir bade verdi
İçtim onu coşa geldim
Kaynayıp,kaynayıp taştım
Ham dediler pişe geldim
Kaynayıp,kaynayıp taştım
Nasıl olduğuna şaştım
Aşk ile meydana düştüm
Aşık olup nuşa geldim
Başına bir taç koydular
Sırtıma pençe vurdular
Karşımda divan durdular
Bir mekan ki başa geldim
Bir de baktım dar olmuşum
Başım elime almışım
Dört kanatlı kuş olmuşum
Halden,hale şaşa geldim
Uçtum kondum bir kubbeye
Bir ses dedi geldin niye
Dedim cananı görmeye
Selamlandım hoşa geldim
Baktım Şahım başta durur
Cümle cana pençe vurur
Yeşil bir el nasip verir
Nasibime koşa geldim
Biçip kendi ekinini
Al dediler nasibini
Teslim edip bana beni
Bu hal ile şaşa geldim
Can Babayı epey yorduk
O istedi bizde verdik
Ona bunu layık gördük
Manası zor düşe geldim
Ozan Doğan Can Baba
Laloğlundan çıktık gurbete doğru
Evimiz, köyümüz el oldu bize
Üstünde oturur suyun içerdik
Çeşmemiz, kurnamız el oldu bize
Bilmezdik baklava ballı kaymağı
Ne hanım göbeği, dilber dudağı
Arpa ekmeğine sürerdik yağı
Haşıl, zerfetimiz el oldu bize
Bayramlarda evden, eve gezerdik
Hep beraber aynı tabaktan yerdik
Harmanda bar tutar türkü söylerdik
Davulla zurnamız el oldu bize
Komşular birlikte tandır yakardı
Ekmeğin lezzeti, bereket vardı
Bahar gelir çayır,çimen kokardı
Yemlikle, kımımız el oldu bize
Düğünlerde elli atlı gelirdi
Herkes üçer,beşer mihman ederdi
Aşıklar saz çalar türkü söylerdi
Sazımız, sözümüz el oldu bize
Çıkarlardı Meryem ana başına
Yağ korlardı mazlumların aşına
Hele bakın şu dünyanın işine
Hısım akrabamız el oldu bize
Ay çıkınca anam elin açardı
Çoluk, çocuğuna dua yapardı
Bayramlarda kınamızı yakardı
Adetle töremiz el oldu bize
Onca yükü yüklerlerdi beline
Yayan giderlerdi köyden Selime
Yorulmak, yorgunluk bilmezdi kimse
Yolumuz, izimiz el oldu bize
Ozan Doğan Canım böyle söyledim
Diyarı gurbeti mekan eyledim
Sende bir kurban kestim payladım
Kavurma etimiz el oldu bize
Ozan Doğan Can Baba
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!