Şu adem yurdunu koca dünyayı
Kimi Şamı, kimi Çini paylamış
Dağları, denizi, düzü, ovayı
Kimi onu kimi bunu paylamış
Kimisi doymuyor harama,zine
Kimisi sarılmış kavgaya kine
Kimi sultan olmuş kendi, kendine
Kimi seni kimi beni paylamış
Bir ağa töremiş tarla başında
Gözü hala ırgatının aşında
Azrail dolanır durur peşinde
Kimi teni kimi canı paylamış
Yudum, yudum cehaleti içirmiş
Şeytanla, öcüyle korkular vermiş
Yoksa seni Allah çarpar ha demiş
Kimi cini kimi dini paylamış
Adam saydık sözümüze uymadı
Bizden yana bir havaya uymadı
Ar edipte yediğiyle doymadı
Kimi yanı kimi önü paylamış
Yalan sayıp cahilliğin sözünü
Tur eyledi ayın, marsın yüzünü
Parselleyip gök yüzünün düzünü
Kimi ayı kimi günü paylamış
Bitmez bu dünyanın ağası, beyi
Hep aynı havada zurnası, neyi
Can Babanın vardır bir tek dileği
Her kes aynı nimetleri paylasın.
Ozan Doğan Can Baba
Yarim, yarenimle gezip gülerken
Meğer gizli, gizli buldu dert beni
Gönül kuşum yücelerde süzerken
Meğer gizli, gizli buldu dert beni
Ömrümün gülleri açmadan soldu
Esti poyraz yeli ne tez güz oldu
Günlerim acıyla,sızıyla doldu
Meğer gizli, gizli buldu dert beni
Bir murad almadım yalan dünyadan
Umuduma,hayalime doymadan
Otuz beşte idim kırka varmadan
Meğer gizli, gizli buldu dert beni
Tükendi mecalim gücüm kalmadı
Tabibler derdime derman olmadı
Geceler uzadı, gözüm karardı
Meğer gizli, gizli buldu dert beni
Babam kapı, kapı derman aradı
İliğim kurudu kanım çürüdü
Parsel, parsel vucudumu bürüdü
Meğer gizli, gizli buldu dert beni
Doğan Can cemalim anan ağlasın
Çıkarsın alları kara bağlasın
Feryadı, fiğanı yürek dağlasın
Meğer gizli, gizli buldu dert beni
20.8.2003 yılında kanser sonucu genç
yaşta Hakka yürüyen Cemal Aygören cana
Ozan Doğan Can Baba
Erenlerin menziline
Vardı Mehmet Can dedemiz
Kırklar ile bir düğüne
Girdi Mehmet Can Dedemiz.
Sazı ile, sözü ile
Hakka bağlı özü ile
Hakikatı gözü ile
Gördü Mehmet Can Dedemiz.
Hizmet ile merdaneydi
Hem aşık hem divaneydi
Eşe, dosta pervaneydi
Döndü Mehmet Can Dedemiz
Şahı Kerbela aşkına
Ağlar dönerdi taşkına
El oldu mazlum, düşküne
Candı Mehmet Can Dedemiz
Doğan Baba böyle söyler
Danesiz harmanı neyler
Önümüzde giden rehber
Oldu Mehmet Can Dedemiz.
Ozan Doğan Can Baba
Rum elinden bir ay doğdu
Geldi girdi aramıza
Dost Mahrumi Baba oldu
Tac eyledik başımıza
Haktan bir dolu vermişler
Tutup meydana sürmüşler
Epey yoğurup, yumuşlar
Melhem dedik yaramıza
Hoş eyledik muhabbeti
Coş ettik sözü sohbeti
Nuş ettik tadı, lezzeti
Kaşık çaldı soframıza
El çekmiş dünya varından
Okur Hakkın didarından
Ne çok incinmiş yarinden
Beyaz çaldı karamıza
Söylediği kelamıyla
Dost,dost dedi selamıyla
Doğan Baba her halıyla
Rehber ettik yolumuza
Ozan Doğan Can Baba
Övünür dururdun dünya malınla
Lokmanı bölmezdin öz evladınla
Şimdi uğraşırsın kendi canınla
Gör nasıl olurmuş mazlumun ahı
Bir kuru minderi çok gördün bize
Gözünü dikerdin ekmeğe,tuza
Şimdi diken oldun geline, kıza
Gör nasıl olurmuş mazlumun ahı
Kendi evladına zorbaydın,zorba
Bir el uzatmadın sıkıntı darda
Bitti hükmün kaldı, geçen baharda
Gör nasıl olurmuş mazlumun ahı
Sanma yaptıkların kalır yanına
Ahırı zamanda çıkar karşına
Zehire dönüşür siner canına
Gör nasıl olurmuş mazlumun ahı
Daha bunlar senin bayram günlerin
Bir gün gelir tutmaz ayağın elin
Kitlenir damağın lal olur dilin
Gör nasıl olurmuş mazlumun ahı
Doğan Baba şevkat, merhamet, sevğin
Ahırı zamanda aşın, ekmeğin
Bir, bir sorulunca yapıp ettiğin
Gör nasıl olurmuş mazlumun ahı
Ozan Doğan Can Baba
Ya Hz. Muhammed zor ve sıkıntılı anlarında,
Yardımına Hz. Aliyi çağır ki. O olağan üstü
hallerin sahibidir ve Hakkın kudret sırrıdır.
Üzüntüğlerden, felaketlerden kurtulmak için
Ehlibeyit ve evladı Hüseyin aşkına ona sığınılmalıdır,
O peygamberliğin nuru, veliliğin sırrı, cemal ve kemalin
maliki, Tanrı ululuğunun sahibidir. Onun için Ulu Allaha
onun adına, Ona nida et çağır.
Hiç kimse Hz.Ali, hiç bir kılıç Zülfikar olamaz. Allahın
biricik dostu Hz. Alidir.
Ya Hz. Ali bizimde gönüllerimizi ve düşüncelerimizi
nurlandırıp aydınlatarak bizi de Allaha ulaştır ve kavuştur.
Ey Ulu Allah sevgileri ve yücelikleri üzerimize vacip olan
Hz. Muhammed, Hz Ali hürmetine bize yardım et.
Gerçeğe Hü.
Nasılda yıkıldı gitti
Tahtı sarayım devranım
Kalmışım yanlız başıma
Bir bedenim birde canım
Hem elim hem ayağımdı
Hemi de dert ortağımdı
Gönül bahçemdi, bağımdı
Kurudu dalım, yaprağım
Ne gelen var nede giden
Usanmışım ben kendimden
Ayırmışlar beni, benden
Şimdi ağrıyor her yanım
Kimi alır, kimi satar
Her kes ayrı hesap tutar
Yüklendi göç, yürür katar
Menzile doğru kervanım
Can Baba dünyanın hali
Böyle kuruldu ezeli
Pirim Ali, Bektaş Veli
Duysun sesimle duvazım
Ozan Doğan Can Baba
Bir fitneye uyup kanan zalimler
Neden bizi ateşlere verdiniz
İnsanlıktan çıkıp zülme sapanlar
Neden bizi ateşlere verdiniz
Dört bir yandan çevirdiniz bizleri
Dumandan kör oldu görmez gözleri
Karaya boyandı beyaz yüzleri
Neden bizi ateşlere verdiniz
Bizmi kırdık Hz.Muhammedin dişini
Bizmi kestik Şah Hüseyinin başını
Bizmi yardık ol Hamzanın döşünü
Neden bizi ateşlere verdiniz
Yok etmiştik cehaletin devini
Bizmi yaktık Fatımanın evini
Bizmi kaptık ol Resulun yerini
Neden bizi ateşlere verdiniz
Elleriniz kanlı yüzünüz kara
Nasıl varacaksız böyle didara
Bizmi hançer vurduk koca Haydara
Neden bizi ateşlere verdiniz
Böyle zulum yapılırmı insana
Hak yolunda giden kıyarmı cana
Bizmi zehir verdik İmam Hasana
Neden bizi ateşlere verdiniz
Hak kelamı söyler bizim dilimiz
Ehlibeyti çalar dertli telimiz
Hz.Muhammed Aliye bağlı yolumuz
Neden bizi ateşlere verdiniz
Bizlermiyiz kör cahili azdıran
Pir Sultanı taşa tutup gezdiren
Nesemiyi, ol Mansuru yüzdüren
Neden bizi ateşlere verdiniz
Edibe Akbaba,Muhlis Akarsu
İnsana yapılmaz bunlar doğrusu
Yaptığınız aratmadı Nemrudu
Neden bizi ateşlere verdiniz
İlmi rehber eden bunca insanı
Ateşe verenler canidir, cani
Allah ancak alır verdiği canı
Neden bizi ateşlere verdiniz
Ozanlar,yazarlar Nesemi Çimen
Sardılar dört yanı vermezler aman
Sank i cihat harbi etkbirler, imam
Neden bizi ateşlere verdiniz
Sizler bu fermanı kimden aldınız
Şaşırdınız bir gaflete daldınız
İbadetten sonra cürme vardınız
Neden bizi ateşlere verdiniz
Sizlersiniz bunca zülmü yapanlar
Hak dininden önce puta tapanlar
İnsanlıktan parça, parça kopanlar
Neden bizi ateşlere verdiniz
Can Baba ağlarım yüzüm hiç gülmez
Sorulur bu hesap sizede kalmaz
Bir derde düş olduk dermanı olmaz
Neden bizi ateşlere verdiniz.
Bu eser 1993 yılı yedinci ayı Cuma
günü Sivas,Madımak otelinde diri, diri
ateşe verilen canlara atfen yazılmıştır.
Allah ruhlarını şad eylesin.
Ozan Doğan Can Baba
Sözüm sana değil bilmezsin barı
Sende hiç sevmezsin böyle pazarı
Kim, kimin sırtından ediyor karı
Emeği hizmeti bilen birisin
Gönlün razımıdır kafede,barda
Bu kültür yem olsun kuş ile kurda
En güzel semahlar, deyişler bura
Diye reklam verenlere ne dersin
Semahlar saf olup dara durunca
Pirler Şah,Şah deyip gülbenğ verince
Celalenme bir can eksik görünce
Madem ki bu yolun hizmet erisin
Yakışırmı böyle sevdalar sana
Attığın taş bile gül gelir bana
Arayıp sormadan çıkma meydana
Özrün fayda etmez mahçup olursun
Can Baba sözlerim gitmesin zora
Rehberlik verilmez topala,köre
Er odur ki yola bir hizmet vere
Karğa kim, bülbül kim ondan bilesin
Ozan Doğan Can Baba
Yolcu olup girmi isen menzile
Kaygıya ne gerek, döne ne gerek
Klavuz olmuşsa ol Şahı merdan
Delile ne gerek, muma ne gerek
Hizmet eyle dosta giden kervanda
Gönül hoş eylersin böyle meydanda
Sevği varken, sevmek varken dünyada
Kavğaya, döğüşe kine ne gerek
Senin hizmetinde bunca ilimler
İlmi rehber etmiş cümle alimler
Kendini onların ellerine ver
Muskaya, büyüye, cine ne gerek
Doğan Baba pire bağla ikrarı
Kur gönül evinde Hakla pazarı
Gösterişten ırak eyle nazarı
Sakkala, sarığa, fese ne gerek
Ozan Doğan Can Baba
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!