Adı konmamış bir şey var aramızda
Senin de gönlün var sanki bu işte
Hiç saklama boşuna
Gülüşünden belli oluyor işte
Benim ise yanan yüreğimden
Derinden iç çekişlerimden
Bir bezgin barbut gecesinin ardından gelen
Günün şafağında yağan yağmur olsun
Bir yel essin tabiat şenlensin
Heyecanlanıp dalından kopan yaprak olsun
Olur mu? Rüya gibi bir gecede çekip gitmek
Benimde sevdiklerim özlediklerim gelecek
Çoğunlukla tatlı bir rüzgar esintisi gibidir yaşamak
Ne vardı sanki önümden sessizce geçip gidecek
Nasıl geldin geçtin ey hayat
Bir yel gibiydin hiç farkedemedim
Özlemek ne öneli bir duygudur
Ne kadar da kutsal bir mabet
Ölümüne arzulanan bu yarışta
Sabır lazım olur insana sevgi denen
Bu çıkılması oldukça zor yokuşta
Sanma ki ben bir daha böyle severim
Çocukluğu çalınmış hayatların esiri olduk
Bilmem ki bu söylediklerim nasıl anlaşılacak?
Ölüm senden sonra dönüpte can almadı
Kafaları karıştı gökteki meleklerin
Şiir yorgun yalnızlığın nabzını
dinlerken başlar
Sanki her dize bir mezar taşı,
Her kelime bir doğum sancısı
Gecenin en karanlık anında
İçinde bir güçlü his olur
Bakarsın taşar duygu mabedinden
Kaybolan meyus hayallere doğru
Umuda yapılan cesur yolculukta
Yürekte ılık bir esinti olur
Hayat kimseye adil davranmaz
Kendi rızasıyla hiç keyif vermez
Ama ben zorla almasını öğrendim
Bu imtiyaz da bana yeter
Mevsimler farklı mahfillerin mağrur ışığı
Sonbahar yerine eylülü konuşalım
Ellerim çektiği acılardan usanır
Yaz deftere bu ellerin bir tutam alacağı olsun
Yüzüm yüzüne bakamaz haya eder utanır
Onuda yaz bari yüzün bir bakış alacağı olsun
Acımadan attın kucağıma
Dünyanın tüm dertlerini ey felek
Kalmadı sınamadığım acılar
İçime atmadığım sancılar
Ben hiç böyle düşünmemiştim
İstenince tek kişilik yanlızlığa




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!