Ey İstanbul .!
Anamın bıraktığı yerden sar beni,
Sarmala.
Önüne gelene kul olanlara pul yapma.
Ruhu kurtlanmış, kalbi is bağlamış kullarını Kanlıca’da yıka.
Yedikule zindanlarına hapset,
İstediğin kadar dantelli perdeler çek yürek kapıma.
İçeride bir yerlerde dinmez bir sızısı varsa,
Duvaklı sükutunla kanlı bıçaklı olur.
Bir avuç güneşle bile ısıtabilirsin çevreni.
Yeter ki gönülden sun ...
İnsan hiç durduk yere gider mi kurbanım.!
Sen onu yüreğinden öpememişsindir..
Niyeti senden kurtulmak olan hiç bir fermanım yok benim.
Ruhuna birazcık mavi,
Gecene birazcık pembe,
Yoluna birazcık yeşil,
Ömrüne gelincik tarlası olmaktır dileğim..
Herkes sevdiğinin sözlerinden korkar.
Bense gözlerinden.
Çünkü aşk da orada gizlidir,ihanet de.
Esaret de......Cinayet de..........
Kar,
Kış,
Kıyamet demedim.
Yüreğimde sana dair ne kadar cam çerçeve varsa,
Hepsini bir bir indirdim.
Elim,
Ağustos’ta bitiyor işte
Biraz sessizlik
Biraz serinlik
Biraz sensizlikle..
Biliyorum;
Sırf elim elinde değil diye soğuk bu havalar,
Menekşemin boynu bükük
Ve kara bulaştırdı beyazına papatyalar.
Biliyorum;
Sırf kokunu esirgedin diye sert esecek artık rüzgarlar
Serbest vezin şiirlerin en güçlü ve en güzel kalemi,şairine saygı ve selamlarımı sunuyorum..