sabah ,
çayım,
sigaram,
senin gözlerinle selamladığım manzaram,
ve bir de ben..
geri kalan herşey sen..
Yollarına serilmeye amade saçlarım hergün beni bana şikayet eder.
Yüzünün her bir çizgisini ezberlerim ellerim avuçlarımda intihar eder.
Aşk an itibariye aldanışa yenik düşmüş yüreğimden iltica eder.
Hükmüme kalem kırılır, kılın kıpırdamaz.
Dünün ertesiyle bugünün gerisine sıkışır zaman.
Hiçkimsem yeterince çoktu zaten;
Bu kadar özenecek ne vardı sanki..
herşeyden birazcığın olmak istiyorum
bir yudum suyun,
bir tutam güneşin,
bir avuç denizin,
bir dünya sevdiğin..
Hüzünlü bir sonbahar sabahına uyandı şehir
Bulutlar ince bir yağmurla kederini döküyordu
Pardesülü bir adam geçiyordu sahilden
Kimse içinden geçenleri bilmiyordu
Güvercinler günlük rızıklarını toplama derdine düşmüştü
Bir kadın yalnızlığıyla karşılıklı kahve yudumlayıp
İnsanlar bir yere giderken çantasını, valizini alır.
Ben gözlerini alıyorum..
Gözlerin ;
Ekmeğim, aşım, esvabım ..!
Kabul...!!!
Bir gözün olabileceği en güzel kahve sende...
İşte bu sebepten;gözlerin aklıma düştükçe,
Belki özlemini bastırır diye, içim dışım hep kahve...
Şuracığa bir kahve bıraktım,gönlü yorgunlara.
Renk cümbüşü serptim masaya,yüreği kararmışlara.
Bir iskemle de tebessüme çektim ,
“Otur” dedim.
“Kahveler benden.
Eğer tüm gün dostlarımın yüzünde gezineceksen.”
Kadınız biz...!
Pek çok erkeğin gözündeki eksik eteğiz.
Şiddet gördüğü için utanan,örtbas etmek için “kapıya çarptım” yalanını söyleyeniz.
Ekonomik özgürlüğü olmadığı için ihanete boyun eğeniz.
Okuyup da ne olacaksın,kız kısmı okumaz” diye eve kapatılan,çocuk yaşta zorla sevmediği biriyle evlendirileniz.
Biz,mevcut iki ceketinden birini satıp sevdiğine çikolata alan Peyami Safa ile ;
Muazzez Akkaya'nın sevdası için soyadlarındaki bir harften vazgeçen Cemal Süreya ve Sezai Karakoç'un hikayelerini okuyarak geldik bu yaşa...
İyi biliriz SADAKAT'ı.
İyi biliriz VEFA'yı.
İyi biliriz İNAT'ı ve SEVDA'ya YALAN KATMAMAYI.
Serbest vezin şiirlerin en güçlü ve en güzel kalemi,şairine saygı ve selamlarımı sunuyorum..