Biliyor musun baba,
Yokluğunda ben çok fazla büyüdüm.
Okulda arkadaşlarım babalarının kollarında sevgiden mest olup,
Gözümün içine içine bakarken büyüdüm.
O sıcacık kucaktan inince soluğu yanımda alıp,
dile kolay.!
‘yokluk bilgisi’ bu dersin adı.
yaşın büyüğüne,küçüğüne aldırmaz.
bir çok acıyı avucunun içi gibi bilirsin,
d o k u n m a z . .
Olur da bir gün özlersen beni,
Sonu hala denize varan o çiçekli yoldayım.
Ama gelemeyecek kadar yorgunsa dizlerin,
Ve sabah serinliğine karışmışsa nefesin,
Hele de öznesinden yaralanmışsa şiirlerin,
Kalbim hala kalbin.
Deniz dalgasındaki köpük olmaya bile razı geliyor bazen insan .
Oyle umarsız öyle sıradan.
Vapur geçecekmiş. martı uçacakmış
Bugünün bir de yarını varmış.
Hiç bir şeye kafa yormadan.....
Yorgun bir şehirden gelmişim zaten,
Yırtık ceplerime doldurduğum,
Kirli yüzlü sokak çocuklarının,
Riyasız tebessümlerinden başka,
Bir şeyim yok sana verecek.
Meskûn mahallerde, aklıma her düştüğünde,
Eskiler "yorgunu yokuşa sürme" der.
Zira yolu tamamlayamaz.
Ayaklarını boşa feda,yolu da nafileye heba eder.
Yorgun insanda öyledir.
Zira kimin ne olduğunu anında tecrübe eder ve
Nafile insanlar için gözünü de sözünü de esirger.
İmbik misali tüm güzellikleri süzer gözlerin
Yüreğime misli misli “sen” doldurur
Sonra bir mucize olur
Dokunduğum herşey sen olur
Niyaz olur avuç avuç seni dilenirim
Cevapsız pek çok sorunun girdabında
Susuşundan yakaladım ben seni
Hayatımın zembereği kaymışken
Sabahlara mecburen uyanıyorken
Tütüne bastığım uykuları
Hep sonraki güne erteliyorken
Yüzümün terkedine baharı asmışım ben
Ondan gönül pencerem hep deniz manzaralı
Serbest vezin şiirlerin en güçlü ve en güzel kalemi,şairine saygı ve selamlarımı sunuyorum..