dün gece yalanlarını yıkadım bir bir
arınırsın sandım
arındırırım sandım içimdeki ümitsizliği
olmadı
oysa bolca çaba katmıştım suyuna
fazlaca sevgi
Ağlarsın
Her gece istisnasız ağlarsın
Her bir gözyaşın bir melek olur
Hesap sorar senden
Sen sana bu yaşları döktürenden hesap soramazsın
Yokladım heybeni
Bana dair birşeyler bulmak için
Bulamadım
Teğet geçtim kalabalıklarından
Kocaman makamlarda küçücük yürekler.
Küçücük mevkilerde kocaman yürekler gördüm ben.
Şaşırtmıyor artık hiç bir hadise.,
Korkurtmuyor hiç bir zelzele...
Çekildim bir köşeye
Yatırdım gözlerimi ‘yenildim’lere
Hatalarının geçit törenini izliyorum
Ağzımı bıçak açmıyor diye
İçimde fırtınalar kopmuyor zannetme
Ben en büyük galibiyetlerimi hep susarak aldım
“Birgün kavuşacağız” lara ayarladım saatlerimi,
Akrebini yelkovanına hiç küstürmedim.
Ayrıcalıklar listemin en başına ekledim ismini,
Dünya yansa da seni sevmekten vazgeçmedim..
Sen bilmedin.!
Gönüllü çelme taktım senden gitme hayallerime,
Yalnızlık; sığındığım
Issız,
Soğuk,
Karanlık bir duvar dibi.
Ve kimse de demiyor ki;
“Yeter bu kadar soluklandığın. Kalk gidiyoruz.”
“Özledim” diyenleriniz olsun.
“Nerede bir çiçek görsem gülüşün düşer aklıma” diyenleriniz.
“Bir yeşilin huzuru bir de sinenin kokusu”
ve çayınıza samimiyetini katık edenleriniz.
Yüzünüze her baktığında güneş gibi yeniden doğduğunu hissedip,
Sesinizi her duyduğunda sinesinden binlerce kuş sürüsünü yolcu edeniniz.
Sensiz kaldığım her saniye
Ömür haneme çile diye yazılıyor
Son nefesine dek sevdana muhtaç kalbim
Senden başka herkese kör bakıyor
Ah yokluğuyla sabrıma fırtınalar eken yar
Bilsen bendeki yerin kimlere kafa tutuyor
İki satırlık adamların üç satırlık şiirlerine ihtiyacımız yok şükür..
Kalemse mevzu;bam teline basanı.
Kelamsa mevzu;sürç-i lisansız olanı...
Serbest vezin şiirlerin en güçlü ve en güzel kalemi,şairine saygı ve selamlarımı sunuyorum..