Gecenin ıssızlığına olta attım bu sefer
Varla yok arası hayalinden kalma acıları çekiyorum birer birer
Herkes yazmadan önce sevmeyi öğrenir de
En çok bu saatlerde sevmeyi bilmeyenlere heba ediliyor en güzel kelimeler...
Eli kulağındadır,birazdan başlar acı acı şiir öksürmelerim
gözlerimi uçurumlara salıp
bilinmezliklerin koynundaki beklemelerimi
yüzsüz bir dilenci edasıyla sevgi dilendiğin
karşılığında bedava umut dağıttığın avuçlarına bırakıyorum
buraya kadar...!
hiç doğmamış gibi
kim bilir şimdi ne yaparsın...?
kiminlesin...?
benim yazım olmadın ya,
ellere de zemheri misin...?
tüm güneşli güzel günleri,
Bazen insan samimi sandığı bir çift gözün samimiyetsizliğinde boğuluyor.
Bazen dostane bildiği bir çift sözde ki kinayeli dokundurma da.
Bazen yara bandı niyetine kullanılma hissinde.
Bazen sahte bir gülüşte.
İnsan bitiyor bu bazenler ve ardında ki nedenlerle.
Kendini kızağa çekiyor,
Gün geldi acıyı ağırladık
Gün geldi sevinci
Hüzünde girdi kapımızdan
Yalnızlıkta
Bazen aşka ağladık
Bazen ayrılıktı yüreğimizi burkan
Azaplardayım...
Boğazımda koca bir yumruk ve sırtımda hatıraların ağırlığıyla,
Nokta kadar kalmış sendeki hatırım ve
Beni bir türlü AŞK olarak tanımlamadığın kelime dağarcığınla,
Azaplardayım...
şimdi içli bir türkünün bam telinden sarılmak vardı boynuna
bu güne dek yazılmamış en muazzam şiirin satır aralığından öpmek tenini
dünyanın en güzel manzarısını sönük bırakan yüzünü okşamak vardı
ve kimseciklerin derman olmadığı yaralarını iyileştirmek... sızlatmadan...
şimdi yanında olmak vardı
özlediğim yerden özlenmek bir de tabi;
Ufacık bir dünyam varken
sayende
içimde kocaman bir bekleme salonu kuruldu.
verilen onca çabaya,
dökülen onca tere ve
kurulan bu mimari şahesere rağmen
şu hayatta herkesin denize nazır hayalleri vardır.
benim hiç olmadı.
oysa denize nazır bir semtte doğdum,büyüdüm.
arkadaşlarım kumdan kaleler yapardı,
benim gözlerim dalgaların kıyıdan neler götürdüğüne bakardı.
Serbest vezin şiirlerin en güçlü ve en güzel kalemi,şairine saygı ve selamlarımı sunuyorum..