Kümbetli sokağın zakkum çiçeği
Zehirli aşkların seninle kalsın
Ayrılığın vakti gelmişte geçmiş
Gayri tüm şarkılar hicranı çalsın
Üşüttüğün tende anılar kadim
Kömür karası gözlerin
Eylül esintilerinin
Sessizliğine bürünmüş
Mevsim ötesi uzak şehirde
Hoyrat rüzgarlara
Oğuz huylum, can ciğerim yarenim
Bugün bizim bayramımız gel hele
Türkmen soylum, boz ok boylum İlbeylim
Bugün bizim bayramımız gel hele
Oba beyim haber salmış gel diye
Suskunsam...
Çaresizsem ve dalgınsam,
Kollarımda hasret
Gözlerimde yollar
Omuzlarımda dosta akan ağır rüzgar.
Bir çift sözüm sultanım sana
Dostunu unutup ele benzeme
Sevip sevilmeye zaman var iken
Vuslatsızca açan güle benzeme
Sevdamın şahidi yıldızlar kuşlar
Sarmayınca gönül sal nere gider
Mehtapsız gecede hicranlı yaşlar
Akar damla, damla sel nere gider.
Gözlerin maziye götürür sanki
Boş yere kendini yorma yabancı
Uyuyan gönlümü uyarttın bil ki
Yaralı kalbimi alma yabancı.
Gönlüm bir meyhane sarhoş dostuyum
Cehennemlik sırlar taşıyorum ben
Tövbe kapısında eşik postuyum
İçerimde volkan üşüyorum ben
Hayırsız keyfini çıkartır mertten
Vuslat Yakın
İstanbul sokakları yüzleşirken
Sessizliğimin acıyla bütünleştiği kaldırımlarla
Tebessümüyle büyülendiğim
İçime yürüyen bakışın
Usandım
Nazarlığa yazdırdığım ismini
Gizleyerek yoklamaktan usandım
sağ gözümden sol gözüme resmini
Bir sır gibi saklamaktan usandım
Tebrikler efendim başarınız daim olsun...
Yaşanacak Mutluluklar Senin Olsun