Bayram Kaya Şiirleri - Şair Bayram Kaya

Bayram Kaya

75]Bu aydınlar, Atatürk'e ve daha henüz embriyo aşamasındaki ve yeni kuruluş devresindeki, sosyal, toplumsal cenini yaşatma çabalarına; çağ dışı diyebilmektedirler! Açıkçası yavuz hırsızın sesi, ev sahibini bastırmaktadır.

Atatürk neden gündemdedir? Bunu biraz daha dolaylı ama ilişkince yanıtlayalım. Bir bilgi sayar yapımcısı; bir kalıtsal gen hastalığını tedavi eden, gen uzmanı; bir elektiriği bulan insan vs. Neden gündem dedir? Hiç kuşkusuz insanlık için, toplumları için şimdiye sağlanışlar içinde olduklarından ötürü gündemde olurlar. Bu güne temel olan, geçmişe değin olan, o muazzam başarıları için, gündem edilirler.

Ama ne var ki, geleceğe göre de bu başarı; ilkel, kusurlu, eksik, ikmal edilirliklere muhtaç olacaktır. Bu günlere temel alan devinmeli, başarıları ile de saygılıca gündem edilirler. Bu bir zamanlar için başarı olan ama gelecek için ön prototip olmaktan kurtulamayacak olanlar, gelişmenin, ileri akar olmanın, natamam olmanın, zorunlu bir kaidesidir. Zamanın önünde kimse, uzun süre, haklı ve doğru kalamazdı. Haklı ve doğru kalmamaya kutsal sayılan her şey de dahildir. Tanrı'nın yasası budur.

Devamını Oku
Bayram Kaya

68]Elbette olmak zorunda da değillerdi. Ama ana alan üstüne inşa olmak gibi de bir zorunlulukları vardı. Eskisi olmayanın yenisi olmazdı.

Bu yüzden güncel akışlı olamıyorlardı. İşin kolayı olan, halkın nabzına göre şerbet veren, halkçı alanla ilgili devinme esasları üzerine kendilerini seçmene lanse ediyordular. Oysa halk politikaları değil, toplum politikaları oluşturmalıydılar. Toplum politikalarıyla üretip özgürleşilip, üretimin bölüşümü esnasında halk politikalarına yönelmeliydiler. Adım atabilmeniz için bir adım uzamı olmalıydı.

Bu, hem siyasetteki kaliteyi, hem bilinç devinmesini düşürüyordu. Toplumsal işleyişin partisi olacakken halkın keyfiliklerine göre, halka şirin görünen partiler oluyorlardi. Bu nedenle ülkede demokratik yaşamlı bir toplumsal üretim ve paylaşım ortaya çıkmıyor, sürekli hatalar ve eş dost zenginleştirme yağmalarıyla,taraftar kayrılması ve kadrolaşılmasıyla siyasetin kalibresi oldukça aşağılara iniyordu.

Devamını Oku
Bayram Kaya

69]Daha hız alamazlarsa, 'demokrasi şehidi Menderes' algılatış masumluğu ortak paydasından, kendilerini söylerler!

Değilse bu söylemler demokrasiyi sevip, Sayın Menderese yandıklarından değildirler. Hem Sayın Menderes’le meşrulaşırlar Hem de devletle haksız akçeli işleri olan kişilerin, bu tür söylemleri, bir tür günah çıkarmanın demokrasi argümanlarıdır.

Demokrasi bireyler üzerinde yansımaz. Demokrasi toplum üzerinde gerçekleşir. Toplum üzerinde gerçekleşenler birey kullanımına sunulur. Değilse birey kullanımı ile toplumsal yarar çıkmaz. Bizde çalı tersten sürükleniyor. Demokrasi bireyler üzerinde gerçeklemeyle ölçülüyor. Birey üzerinde gerçekleşenlerde kayırmalar yandaşlar akraba hısım taalükatına ihalelerle isabet ettirilen toplum pastası payıdır.

Devamını Oku
Bayram Kaya

70]Bizi yönetenler dahi toplum içi yükümleşme akdinin gereği olaraktan, bize karşı hizmetçi olduklarını bilmek de vatandaşın vatandaşlık bilincidir. Halka, vatandaşlık bilinci vermek yerine 'ulul emre itaat' kültü verilmektedir. Bu inak verilmeden de, kişilerde inalcı boyun bükmenin kul olma bilinci olamazdı. Üstelikte bu tür sözler, sistem yöneticilerinin, kendilerini; korumaya aldıkları, bir dokunulmazlık zırhıydı.

Meşruiyetliğin kaynağını akılcılıkta ve nesnel aktüel ilişkilerden alamayan egemen yönetimler totem kutsallık söylemleriyle meşru oluyorlardı. Ahalinin varlıkları, yerel egemencilere teslim edilmiş, bir gelişememe olmuştur. Bugün de aynıdır. Bu yüzdendir ki kimi bölgelerde merkezi otorite zayıflamıştı. Ama bu türden nedenlerle kalkıştırmalardan, heyecanlar yaratırlarsa da, yukarıdaki sayılan temel nedenlere üstünlük sağlayabilir oluşmaları, uzun süre pek pek çıkaramazlardı.

Anadolu hareketi, katılımcıları tarafından kavransa da kavranmasa da temelde 'legal bir merkezi otorite' ortaya çıkarıyordu. Bütün iç direnç ve şiddet; dış sömürülü kaynaklı direnç ve şiddet; kontrol edici güçler tarafından, denetleniyordu. Bu olumsuz meşrulaştırma gayreti içinde olan eksene tabii plânlar, projeler oluşturuldu. Halk da, proje merkezlerinin uyandırdığı iç ve dış olumsuz propagandaların, duygu seline, kapılıyordular. Bu tür yöneltimli oluşmacı duygular, sürtüştüren dinsel ayrımcı kutuplaşmalar üzerinden giderdi. Güya, dinsizliğe karşı bir cihat çağrılarına dönüşüyordu (vatandaşın dinsizliğinden kime ne?) . Bunlardan toplumsal birlik ve bir toplumsal yapı çıkar mıydı?

Devamını Oku
Bayram Kaya

Karanlık
Karanlık
Karanlık...

Gecelik korkardı
Gecelerden

Devamını Oku
Bayram Kaya

106]Siz insanlığın, elli bin yıldır yaptığını Atatürk’ten niçin yoksun kılmak istersinizki, anlaşılır gibi değildir. Üstelik bu evrensel ilke, bir dinin kendine mahsus durumu ve bir dinin özelliği de, değildir. Bir dinin kerameti ve bir dinin kendi bulduğu aksiyomeri de değildir. Sanki o din olmasa idi insanlar böyle aidiyet çekikleşmesi yapamayacaklarmış gibiden, yukarıdaki söylemle cahilce bir soru, ortaya konmuştur.

Hâlbuki elli bin yıldır insanlığın böyle bir yol ve uygulaması olduğu için bu söz konusu dini anlayışlar da kendisini bu zemin üzerine konumlamıştırlar. Sonraki dinler, bu zeminin bulucusu da, değildirler. Aksine bu zemin (aksiyomer) olduğu içindir ki, sonraki dinler bu zemin üzerinde tutunup, bu zemin üzerinde devinip; kendilerini dönüştürebilmişlerdir. Bu iyice biline. Bu yol İslamlığın ya da Hristiyanlığın bir zorunluluğu olmayıp, elli bin yıldır insan mantığı bu şekilde yapı sallaşmıştır.

Bu şekil yapısal işlerlik kazanan insan anlaması içinde, bu çağrıyı yapma ve bu kanalla yapılan çağrıya uymanın bilinci, zorunlu olaraktan vardır. Bu davetçi var oluşa icabet etmeyi dinler ister. Tüm sistematik dinlerin de kendilerine has olan sistematiğine değin çağrı sal metodunu kullanmaları esastır. Tüm dinlerin bu gibiden çağrılar yapabilmesi, totemik inancın kendisinden sonraki tüm dinlere aksiyomer oluşundandır.

Devamını Oku
Bayram Kaya

107]Atatürk toplumsal yolumuzu, bu çelişmelerle, güncedeki konjonktür gerçekleriyle belirlemiştir. Akli ve bilimsel gelişmeleri, olgunlaştırarak bizi tutumlaştırmaya gayret etmiştir. Her bir iki tökezlemesinden sonra; tecrübeleri, kararlı ve doğru, dimdik adımları getirmiştir. Yol düşülmeden tökezletilmeden yürünmüyordu. Bir takım kayıplar ve fedalar olmadan da, doğru olanı bulamıyordunuz. Esasen yolu şaşmadan yürümek de, olası değildir.

Zaten kalıcı olacak olan doğruların olmayışını, o da biliyordu. Tek gerçek çağdaş uygarlık düzeyi olmalı diyordu. Parametre konmuştu. Çekikleşme aidiyet alanı var edilmiş, toplumun dizaynı buna göre bir üretim ve paylaşımı, öngörüyordu. Adımları bu hedefe yönelikti. Kimi deneme yanılma yoluyla akıl koyuştu. Kimi bilinen emin ve sağlam adımlardan oluşuyordu. Tüm deha ve büyüklüğü de burada idi. Zaten akılda, akılsızlıkta böylesi bir davranışlarımızın edimsel öğrenilmesinden ötürü ortaya çıkmıyor muydu? Bu evren kendiliğinden bir akılı, henüz tanımıyordu.

Tüm mesele ve temel çelişmeler, yanılmalarıyla tecrübeler edindiği zenginleşmeyi, çevresinin bilemez anlamaz gibi oluşundaki, anlayışsızlıklardı! Gazi'nin rahatsızlığı bu gerçekliği bilemeyen çevresindeki kadroların çıkardığı engellemelerdendi. Ve bunların yanıltmalarından da pay alan bu yanıltıcı olumsuz tavırlarıydı. Sevgili gazi, burada, bir müteşebbis gibi toplumsal yatırımların pekiştirmelerini önemsiyor idi. Bu kadrodan kimi kişiler, devrimin gelişip, yayılıp, sükûn bulmasını gizliden gizliye pek şiddetli engelliyorlardı.

Devamını Oku
Bayram Kaya

Korktum sevdam:
Gecelerin karanlığından,
Gündüzlerin sessizliğinden,
Doğruların hepliğinden(?)

Evlerin donukluğundan,

Devamını Oku
Bayram Kaya

Keyif de aldım be gönlüm:
Kelebeğin kanat çırpışından,
Böceğin kımıldanmasından.
Düşün konusu edebildikçe.

Coşku verdi baharın esintisi,

Devamını Oku
Bayram Kaya

Oturmamış düşüncen
Takıntılıdır, itkili üşüşen
Ayıklık masumiyetince büzüşen
Deva iflah, kendinden gayri ile küsüşen.

Beheri insanlıktan, tutulmuş muaf

Devamını Oku