Biz çiğdemi külahta aldık
Gazozu açık hava sinemasında
Dudaklarımız kavrulurken tuzla
Serin bir ferahlık tadında
Erik avuçla beş kuruşa
Sen bana gün gibisin
Kızıl saçların tan vakti
Işıl ışıl oynaşır gökyüzünde
Gözlerinde buruk bir şafak
Gebedir geleceğe
Gülüşün de uçuşur serçeler
Mutsuz olmak için sebep aramayın
Bahaneler arkasına sığınıp saklanmayın
Aldığımız her nefes
Ta kendisidir mutluluğun
Kıymetini bilene…
Ne çok nazlandın be kader!
Çok şey mi istedik senden?
Bir parça mutluluk
Bir avuç da huzur.
Alt tarafı vereceğin
İki nefes arası sıcak ömür
Geçti ömrün baharı,
Güze düştük neyleyim,
Her yanım boran kış,
Dalda çiçek olsa neyleyim
Gün gelir;
Çöller de okyanus olur,
Debi derya biter vaha olur.
Gök kubbe deniz,
Derya atlas olur.
Güneş söner
Saçıma düşen karlara inat
Kalbim de hala tomurcuk var
Solup giden ömre bedel
Ruhum da açar papatyalar
Titrese de ellerim
Sen ki;
Saçaklarına tutunmuş Ay'ın
Bir Dünya’ya bir Güneş'e yönün
Çarpan yıldızlar da saçların
Bir o yana bir bu yana
Raks ediyorsun
Gece yarısında bahçe de rüzgâr
Fısıldıyor sessizce
Gözümün önünde sen var
Gölgelerin oyunu bu
Hasret kaldık da varmış tek sözüne
Aklım da yine hatıran var
Gam içindeki tebessüme
Kara gecede göz kırpan bakır siniye
Sabaha eren her bir tene
Şükürler olsun.
Elem ve kederden arınmış gözlere
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!