Haydi
Silkelen
Ve at üzerindeki miskinliği
Gece karanlık olsa da
Her şafakla doğar gün
Suskunluğum;
Sen ne büyüksün ki
Mühürlenir dudaklarım
Volkan patlar içimde
Bendine sığmaz taşarsın gözlerde.
Sen bana hep durgun zamanlarımda geldin,
İçinden çıkamadığım karanlığımda uzanan sıcacık eldin,
Faili meçhul bir aşk,
Adı konmamış geleceğimdin,
Mavi düşlerimin mavi sevdası,
Yüzümdeki gülümsemeydin.
Çocukluk yıllarımdı
Ne çok oyun oynadık
Yağ sattık
Bal sattık
Beş taş oynadık
Hiç yok mu ahde vefa
Dört yanı sarmış keder ve cefa
Güz gülleri mehtap ve derya
Sür süre bilirsen seyri sefa
Ah ömrümün kış demi
Ne mey anlar derdini,
Ne saki doldurur çileyi,
Sen üfle ney,
Çal dertli dertli,
Yitip giden günleri
Nisan yağmuru gibi
Sevdan yağıyor yıldızlardan,
Çorak topraklara dönen ruhum
Bin bir çiçek açacak aşkından
Nisan yağmurları gibi,
Çaldığın gülüşlerin vebalini
En ağır şekilde ödeyeceksin
Aşka sürgün
Kendinle baş başa
Vicdanında
Nasılda damlıyor kalemden yaş
Satır satır ıslanıyor, harf harf
Mısralara dökülen yürekte
Her damlada işliyor nakkaş
Kalemden yansıyan kağıda
Nedendir Bilmem
Nedendir bilmem
İçimdeki hüzünlere gem vururum
Yüreğimin en derininden
Bazen suskunluğum deli boran,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!