Ne çok gitmeler yaşadık ömür yolunda
Kal diyemeden yutkunduk bir hıçkırıkta
İçimizde yangın arta kalan boşlukta
Sustuk alabildiğine yutkunduk her haykırışta
İhanet kurşunu yaktığında her teni
Bak!
Geceye dağıttım bütün kırılgan yüzümü
Yüz sürmeden sabahlara
Şafağa boyandım her gün batımında …
Kimi düşünsem biraz sensin
Kulağıma fısıldanan aşk namesi
Gözlerinde kaybolduğum engin atlas
Dokunduğum tendesin
Yamacına sokulduğum liman
Kanat takılsa
Kalbimizden süzülen her harfe
Ve gökyüzüne uçsa her biri
Yıldız misali sıralansa tepemize
Düşlerimizi yükledik
Kayıttan kayıklara
Bir gün döner umuduyla
Hiç hesaba katmadık
Dev dalgalar okyanusta
Ellerim mürekkep kokuyor
Parmağım kalem nasırı
Kağıda seneler damlıyor
Derin bir solukta geçmiş soluyor
Bulutlar geçer başında
Şimşekler çakar
Başı dumanlı dağlarda
Yağmurlar yağar
Gözyaşların karışır toprağa
Göğün maviliği göz kırpar ara sıra
İzmir'de sağanak yağmur
ve gök gürültüsü.
Akıttığım her gözyaşımın,
Günü gelir elbet,
Ben de hesabını sorarım.
Şimdi biz!
Titrek şavkı düşen kalbine
Kelebek kanadına tutunur gibi
Birbirine aşina gözlerin
Çekingen ilk buluşması gibi
Yüreğimin ilk çarpışı




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!