Döne döne düşüyorum yollarına,
Sonbaharda sararan yaprak misali,
Bir esintide düşeceğim yamacına,
Yaprak gibi kalbime konan aşkla.
Gözlerimi kapattığımda,
Karşımda seni görüyorsam eğer,
Çalan her şarkıda seni anıyorsam,
Her an,
Keşke böyle olmasaydı deyip,
Şu yaslı kaderime, yaşlı gönlüme
Yıldızları topla bu gece,
Tek tek,
Sevdanı gökyüzüne yaz,
Hece hece.
Üşüyen yürekleri ısıt,
Gri bir bulut gelmeden geceye.
Yorgunum dostlar beni mazur görün
Yüzüme gülüp, arkandan konuşandan
Riyakâr bakışlardan
Sırtımdaki hançerlerden
Yoruldum dostlar mazur görün beni.
Artık
Ne adım kalmış kalbinde,
Ne de ruhum dolaşır,
Gezindiğin yerlerde,
Şu deniz, derya,
Yeryüzü ve gökyüzünde,
Sus, sakın konuşma!
Öylece dalıp gideyim göz bebeklerindeki okyanusa,
Kaybolayım gözlerindeki dipsiz uçurumda,
Bırak tüm sözlerim saçılsın oradan oraya,
Bir boşlukta savrulsun gönül yangınına.
Bugün;
Kanattığın yaralardan bir buket yaptım sana,
Kıpkırmızı,
Kan rengi,
Yüreğimin acılarından,
Alsana.
Düşlerin doruklarına kar yağıyor şimdi,
Üşüyorum,
Hasret sancısı bu gelip geçici değil,
Tüm kalbimle seni bekliyorum demek istiyorum,
Söyleyemiyorum,
Bir hayalin gölgesinde,
Gri bulutlar
Gelip geçiyor penceremin önünden,
Bir yerlere yetişmek için
Hiç acelesi yokmuş gibi.
Sağanak yağışlarının ardından,
Ağır aksak süzülüyor gökyüzünden,
Bu koca şehirde
Türlü türlü dert yanar
Işık niyetine her hanede
Eller açılır semaya dua ile
Kimi ekmek derdinde
Kimi pırlanta küpe
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!