Sen benim sarhoşluğumsun
Delicesine mısralarda
Çığlık çığlığa satırlarda
Dinlediğim şarkılarda
Yaşanmamış yıllarımsın
Olmayan sevdam
Uzun ve yorucu bir günün ardından derin bir uykuya kapanmıştı göz kapakları, bir süre ayaklarının sızlamasından uyuyamamış, kafasına takılı kalan soruların cevapsızlığında daha fazla direnememişti.
Yatakta gözlerini açtığında şaşırmıştı, bütün evin ışıkları yanıyor her yer aydınlık içindeydi. Bir anlam verememekle birlikte endişe ve telaş içinde ilk aklına gelen yan odada uyuyan 8 yaşındaki kızı oldu ve telaş içinde yataktan fırladı kalbi ritmini gitgide arttırıyordu. Koridora çıktığında evin kapısı ardına kadar açık, kapının önünde tanımadığı birçok ayakkabı vardı, hepsi gelişi güzel çıkarılmış dağınık duruyordu.
Salon kapısından baktığında şaşkınlığı bir kat daha artmıştı. Koltukların üzeri bembeyaz örtüler ile kapatılmış, yerdeki halılar yoktu. Hemen diğer odaya koştu, diğer odada bulunan koltukların üzeride beyaz örtüler ile kapatılmış abla ve annesi de odadaydı yüzlerindeki garip ifadenin anlamını çözmeye çalışıyordu. Evin bütün kapıları ardına kadar açıktı.
‘Neler oluyor! ’ demeye kalmadan beyaz örtülerin üzerinde yatan babası doğrulmuş ve banyoya koşmuş, banyo ıslak olduğu için ayağı kayarak düşmüştü, üzerinde giysileri yoktu. Yardım için koştuklarında banyo kapısından içeri giremiyorlardı, yerlerin ıslak oluşu onlarında kayıp düşmesine sebep olacaktı. ‘Baba duvara tutun öyle kalk lütfen’ diye bağırıyor, babasına yetişmek, düştüğü yerden kaldırmak için uzanıyor, çabalıyordu. Yüzündeki acı ifade ile babasına bakıyor ‘gayret et’ diye bağırıyor çaresizlik içinde çırpınıyordu.
O sırada babası kalmak için duvara tutunmaya çalışıyordu ki; bir anda duvara yumruğunu sıkarak vurduğunu gördü. Duvardaki fayanslar içine göçmüş, duvar ise yıkılmak üzereydi.
Siz nereden bileceksiniz
Küçücük dünyamda
Kocaman kopan kasırgaları,
Dev dalgalarla boğuşan
Küçük dünyamı,
Yeni bir güne kavuştu gece,
Gün ışıdı mavi sislerle,
Tan ağardı.
Yeni umutlar,
Yeni ufuklar,
Yeni bir günle kucaklaştı gece.
Gökyüzünde dönüp duran ateş böcekleri misali,
Dönüp duruyorum etrafında.
Sen gökyüzündeki ışığım, yıldızım,
Gecemi aydınlatan umudum...
Sensiz herşey yok, herşey kayıp,
Kader!
Başıma başıma yağ,
Sicim gibi dök,
Eteğindeki taşları.
Bende sabır heybesi,
İçimde bir korku tedirginim yine
Hüzünlü şarkılar takılır dilime
Yalnızlığıma sarılmışım yorgan niyetine
Bu nasıl bir işkence
Yüreğimde bir kelepçe
Sevdalı bir yağmurla buldum seni,
Ilık sonbahar mevsiminde,
İliklerime kadar ıslattığın kalbimdi,
Şimdi nereye baksam,
Yüreğimde senden kalan
Yağmur düşleri.
Gelme artık!
Gelme!
Vazgeçtim mutluluktan,
Sevmekten vazgeçtim,
Hiç gelme!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!