Kimse kimseye muhtaç değildir bu hayatta,
Ne bir omuz zorunludur, ne bir el şarttır tutunmakta.
İnsan, kendi yarasını kendi sarar,
Kendi gözyaşını kendi siler, kendi gücünü kendi bulur.
Düşersin… kimse koşmaz bazen yanına,
Sustum…
Çünkü kelimeler yetmedi anlatmaya,
Aldığım nefes bile boğazıma düğüm,
Her gözyaşımda sen vardın…
Ve her gözyaşımda bir parçam öldü sessizce.
Uzak şehirlerin kalabalığında bir sabah,
Camın ardında yağmur, içimde bir ah…
Bir köy kokusu geldi burnuma ansızın,
Toprak, ekmek, soba, duman… hepsi birden sarhoş ettin!
Köyüm…
Öyle her gönüle girilmez,
Her kalp oyun yeri değil…
Bir sözle yıkılan yürek varsa,
Orda kul hakkı var, bil!
Ağlattığın göz,
Geceyi ilmek ilmek sardım sessizliğe,
Gözyaşımı süzdüm karanlık denizliğe.
Bir yük gibi çökmüştü içime dünya,
Ama sonunda kalktım, kurtuldum bu rüyadan.
Kırık aynalarda aradım suretimi,
Neden anne…
Bu kadar yalan, bu kadar ihanet?
Hani sevgi kazanırdı eninde sonunda,
Hani iyiler kaybetmezdi bu hayatta?
Ben inandım…
Ne eksikti ki sevgide, ne vardı aldanan?
Kalbimle geldim sana, içten, tertemiz,
Sen sustun, yalanlarınla örttün her bir iz.
Neden, neden bunca yalan?
Bir gülüşe kandım, bir bakışa inandım,
Bana “neden?” diye sorma sevgilim,
Bir sebebi yok bazı yangınların.
Gözlerin düştü kalbime bir gece,
Ve ben, o günden beri alev alev yanarım.
Zaman mı? Durdu belki de,
Ben nerede yanlış yaptım,
Sevmenin dilini bilmedim mi?
Yoksa verdim mi fazla,
Kalbimi çok mu açtım gizliden?
Gözlerimde saklı kalan umutlar,
Gözlerimi unutma, o son bakışı,
Sana veda eden bir yürek taşıdı.
Ne kadar sustuysam, o kadar söyledim,
Bir çift gözde saklı kaldı her pişmanlık, her izin.
Sözcükler yetmedi, suskunluk haykırdı,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!