Yanındaydım… gerçekten oradaydım. Sadece bir bedenle değil, kalbimle, ruhumla, bütün benliğimle. En zor anlarında sarıldım, sustuğunda seni anlayan oldum, düştüğünde kimse bilmeden seni toparladım. Ama sen, benim varlığıma rağmen yalnız hissettin. Belki de bu yüzden en çok buradan kırıldım sana. Çünkü bir insanı yanında olduğu hâlde yalnız hissettirmek… en sessiz terk ediştir. Ben kalmak için çabalarken, sen gitmenin yollarını aradın. Ben seni sevmenin her hâlini öğrenmişken, sen bende eksikleri saydın. Oysa tek isteğim şuydu: “Ben buradayım” dediğimde, gerçekten görülebilmek. Ama sen beni değil, kendi yokluğunu önemsedin. Şimdi ne gidişine üzülüyorum ne de yokluğuna… Sadece ben varken bile yalnız hissettiğine, ve beni oradayken bile göremediğine kırgınım.
Bazen anlatmak istiyorum herkese…
Sanki ben istememişim gibi olmuş her şey,
Sanki ben vazgeçmişim gibi.
Oysa ben vazgeçmedim,
Ben elimden gelenin de ötesini yaptım.
Kendimden bile vazgeçtim,
Her yerde kendime ait bir köşe aradım, ama hiçbir yerde tam anlamıyla var olamadım. Kalabalıkların içinde yalnız kaldım, ait olduğumu sandığım yerlerde hep fazlalık gibi hissettim. Ne kadar denediysem de bir yere kök salamadım.
Bazen insan en çok kendi içinde kayboluyor. Dışarıdan güçlü görünüyorsun ama içindeki boşluk hiç dolmuyor. Konuşuyorsun ama kimse seni tam anlamıyla duymuyor. Anlatıyorsun ama kimse gerçekten anlamıyor. İşte o zaman, dünya ne kadar büyük olursa olsun, içinde küçücük bir yer bile bulamıyorsun kendine.
Ben yerimi bulamadım. Ne insanlarda, ne şehirlerde, ne de anılarda… Gitmek istedim ama nereye gideceğimi bilemedim. Kalmak istedim ama hiçbir yerde huzur bulamadım. Herkesin bir yeri vardı, ben hariç. Ve belki de en çok bu koydu.
Bir adam seni seviyorsa, bunu saklayamaz. Sözlerinden değil, gözlerinden anlarsın. Çünkü gerçek sevgi, dillerde değil, bakışlarda saklanır. Seni gördüğünde gözleri güler; çünkü varlığın, onun için bir mutluluk sebebidir.
Bir adam seni seviyorsa, bahanelere sığınmaz. Vakit yaratır, yanında olmanın yollarını arar. Çünkü sevgi, fedakârlık ister ve seven biri için bu bir yük değil, bir zevktir.
Bir adam seni seviyorsa, seni olduğun gibi kabul eder. Hatalarınla, zaaflarınla, tüm gerçeklerinle sever. Seni değiştirmeye çalışmaz; çünkü senin kendin olman, onun için zaten yeterlidir.
Bir adam seni seviyorsa,
Onun gözlerine baktığında bunu görürsün.
Çünkü sevgi, kelimelerde değil,
Bakışların derinliğinde saklanır.
Ne kadar susarsa sussun,
Sana her haliyle anlatır sevgisini.
Bazen adını söylerken bile titriyor içim,
Çünkü her hecede bir eksiklik, bir özlem gizli.
Sen gittin ya anne, evin duvarları bile sustu,
Çay demlenmiyor artık, gülüşün olmadan bu ev buz tuttu.
Ellerin yok… o sıcak ellerin…
Bir dostu olmalı insanın... Öyle her an yanında olan değil, gerektiğinde sessizliğiyle bile varlığını hissettiren. Kalabalıkların içinde yalnız hissettiğinde elinden tutacak biri. Sözleriyle değil, duruşuyla güven veren bir dost.
Bir dostu olmalı insanın, yanında güçlü görünmeye çalışmadığı. Zayıflığını, korkularını ve yaralarını çekinmeden gösterebildiği biri. Çünkü gerçek dostluk, insanın maskelerini çıkarabildiği o ender yerlerden biridir.
Hayat bazen ağır gelir insana. Yükler birikir, nefes almak bile zorlaşır. İşte o anlarda bir dostun "Buradayım" demesi, her şeyden daha değerlidir. Çünkü bir dostun varlığı, en büyük çaresizlikte bile insanı ayakta tutabilir.
Birini sessizce unutmak, aslında en gürültülü vedadır. Kimse bilmez, kimse duymaz ama içinden kopan fırtınalarla her gece aynı savaşı verirsin. Adını duymamak için şarkılardan kaçarsın, yüzünü hatırlamamak için fotoğrafları silersin, ama bir bakış kalır aklında, bir ses kalır kulaklarında. O da yeter zaten, unutamadığını hatırlatmaya.
Zaman geçer, insanlar değişir derler ya… Evet, değişiyorsun ama biraz eksilerek. Onu unutmuyorsun, sadece alışıyorsun yokluğuna. Artık ağlamıyorsun belki ama gülümserken bir şey eksik kalıyor yüzünde. Ve en kötüsü, kimse fark etmiyor bunu. Herkes “iyileşti” sanıyor seni, oysa sen sadece sessizleşiyorsun.
Birini sessizce unutmak, onunla içinden vedalaşmak gibidir. Ne bir el sallar, ne de bir gözyaşı görünür. Ama için yanar, sanki kalbinden yavaşça birini söküyormuşsun gibi. Ve bir gün, fark etmeden onu düşünmemeye başlarsın. O an anlarsın; unuttuğun değil, kabullendiğindir aslında.
Bazı insanlar hayatına öyle derin girer ki, onsuz bir yaşam düşünemezsin. Gülüşünü ezberlersin, sesini özlemeden duramazsın. En karanlık günlerinde bile yanında oluşuyla güç bulursun. Ama sonra… bir şey olur. Ne olduğunu anlayamazsın, belki bir kırgınlık, belki bir kelime, belki sadece zaman… Sessizce uzaklaşır, gözlerinin önünde sana yabancılaşır. Ve sen, bir zamanlar tüm sırlarını anlattığın o insanın yanında susmaya başlarsın. Çünkü artık onun gözlerinde eskisi gibi görünmüyorsundur. Ne kadar bağırmak istesen de “Ben hâlâ buradayım” diyemezsin. Gurur, kırgınlık ve içten içe büyüyen sessizlik, aranıza duvar örer. Sonra bir gün bir fotoğrafa denk gelirsin, birlikte güldüğünüz bir an... İçin acır, gözlerin dolar. Çünkü bilirsin, bazı insanlar hayatından çıkınca değil, kalbine yabancılaştıklarında gider. Ve en kötüsü, o giden senin geçmişindir. Birlikte büyüdüğün, birlikte ağladığın birinin artık seninle hiçbir ortak yanı kalmadığında, sadece hatıralar konuşur. Ve sen, onları dinledikçe sessizce ağlamayı öğrenirsin. Çünkü en çok, bir zamanlar “hiç gitmez” dediğin birinin, gözlerinin önünde yok oluşu yakar içini…
Bazı gerçekleri görmek için gözler yetmiyor, kalbin de görmesi gerekiyor. Ama ne yazık ki, kalp sadece kırıldığında gerçekten görmeye başlıyor. Bir şeyleri anlaman için kırılman gerekiyordu. Çünkü bazı dersler acıdan başka bir şekilde öğretilmiyor.
Her şey yolunda gibiydi, değil mi? Güveniyordun, inanıyordun, hiçbir şeyin seni sarsamayacağını düşünüyordun. Ama bir gün geldi, o güven çatladı. O inanç sarsıldı. Ve işte o an anladın: Her şey göründüğü gibi değilmiş.
Kırılmak, insanın kendisiyle yüzleşmesi gibidir. Bütün maskeler düşer, bütün hayallerin çıplak gerçekliğiyle karşılaşırsın. Acıtır, evet. Ama o acı, sana büyümeyi, daha güçlü olmayı ve kimseye körü körüne inanmayı bırakmayı öğretir.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!