Asaf Eren Türkoğlu Şiirleri - Şair Asaf ...

Asaf Eren Türkoğlu

Ben sevmek istemiyorum. Kalbimin tekrar kırılma ihtimalini göze alamam. Sevmek güzeldir derler, ama aynı zamanda ne kadar yorucu, ne kadar acı verici olabileceğini kimse anlatmaz. O yüzden, artık kalbimi korumak istiyorum. Kendi duvarlarımın arkasında huzur bulmayı, kimseye boyun eğmeden güçlü kalmayı tercih ediyorum.

Sevmek istemiyorum, çünkü her sevgiyle birlikte gelen o beklentiler, o yıpratıcı hayal kırıklıkları... İnsan ne kadar severse, o kadar inciniyor sanki. Kendimi yine birinin ellerine teslim etmekten korkuyorum. Yine aynı döngünün içinde kaybolmak istemiyorum.

Belki de artık sadece kendimi sevmeliyim. Başkalarının sevgisinde aradığım huzuru, kendimde bulmalıyım. Çünkü sevmek istememek, aslında yorulmuş bir kalbin kendini koruma çabasıdır. Ve bu kez, o kalbi hak ettiği gibi koruyacağım.

Devamını Oku
Asaf Eren Türkoğlu

Artık yoruldum… Güçlü görünmekten, her şey yolundaymış gibi davranmaktan, içimde kopan fırtınaları kimse fark etmesin diye susmaktan. Herkese iyi gelmeye çalışırken kendime kötü geldim. Kimseye yük olmamak için sustum, ama kendi yükümde ezildim.

Yoruldum… Anlatmaktan değil, anlatınca bile anlaşılmamaktan. Hep “geçer” diyenlerden, ama geçmeyen hislerden. İnsan bazen ağlamak istemiyor sadece… Anlaşılmak istiyor. Bir “buradayım” desin biri yeter… Ama herkes kendi telaşında, kimse kimsenin sessizliğini duymuyor artık.

Ama olsun… Yorulmak pes etmek değildir. Sadece bazen durup derin bir nefes almak gerekir. Ve hatırlamak: Bu yorgunluk geçer, çünkü içimde hâlâ bir parça umut var.

Devamını Oku
Asaf Eren Türkoğlu

Bazen birinin hayatında olursun ama gerçekten orada değilsindir. Adın geçer, yüzün tanıdıktır belki ama hislerin yok sayılır, sözlerin duyulmaz. İşte ben de öyle kaldım birilerinin dünyasında… Vardım ama yoktum. Gülümsediğimde “iyi” sandılar, sustuğumda “boş ver” dediler. Oysa içimden geçen onca şeyi bir kez olsun sorsalar, belki anlatacak gücüm olurdu. Ama zamanla insan, yok sayıldığı yerde sessizce silinmeyi öğreniyor. En kötüsü de, seni unutmalarına bile gerek kalmıyor… Çünkü hiç gerçekten hatırlamıyorlardı.

Devamını Oku
Asaf Eren Türkoğlu

Seviyorsun, anlatıyorsun, hissediyorsun… ama karşındaki aynı gözle bakmıyorsa, bu sevgi giderek bir yük oluyor omuzlarında. Sen her adımda onunla bir gelecek kurarken, o hâlâ geçmişin izlerini sayıyorsa, bir yerden sonra yalnız seviyorsun. İşte en çok da bu yorar insanı: aynı şeyi hissetmeyen birine, aynı derinlikle bağlanmak. Senin için anlamlı olan her şey onun için sıradan kalınca, kalbinle verdiğin savaşın ne değeri kalır ki? Zorla tutamazsın, sevgi dilenemez, hissedilmeyen bir bağda direnmek sadece seni yıpratır. Ve bir noktada vazgeçmeyi öğrenirsin… Sevmekten değil, yalnız kalmaktan değil; karşılıksız çabalamaktan vazgeçersin. Çünkü bir kalpte yerin yoksa, orada kalmaya çalışmak sadece seni yok eder.

Devamını Oku
Asaf Eren Türkoğlu

Küçükken anlamıyorsun... Bir adamın neden hep sessiz olduğunu, neden sevdiğini söylemediğini, neden hiçbir şey olmamış gibi yaşayıp gittiğini. Babam hep sustu. Ne zaman gözlerine baksam, orada kelimelerden daha fazla şey vardı. Ama hiçbirini duyamadım. Belki o da kendi babasından böyle öğrendi, sevgisini içine gömmeyi, sarılmadan sevmeyi, ağlamadan üzülmeyi... Ve şimdi yıllar geçti, fark ettim ki ben de onun gibi oldum. İçime atıyorum, susuyorum, kimseye yük olmak istemiyorum. Çünkü öğrendim; bazı acılar anlatınca değil, içine gömdükçe büyüyor. Babamla konuşamadığım her şey boğazımda düğüm, çocuk halim hâlâ onun “gurur duyuyorum” deyişini bekliyor. Ama o hiç demedi. Ve ben hâlâ, bir gün belki duyarım diye içimden tekrar ediyorum. En çok da sarılmak istiyorum ona. Ama yaş aldıkça anlıyorsun; bazı sevgiler kelimesiz yaşanıyor, bazı insanlar sevmeyi bildiği halde göstermeyi bilmiyor. Ve işte bu yüzden, ben artık en derin yaraları konuşarak değil, susarak taşıyorum. Çünkü babam gibi susmayı öğrendim. Ama içimde, çocukluğumdan kalma bir ses hâlâ bağırıyor: “Keşke bir kez olsun bana ‘Seninle gurur duyuyorum’ deseydin baba…”

Devamını Oku
Asaf Eren Türkoğlu

Babam hep sessiz bir adamdı. Çocukken onun sevgisini sadece davranışlarında arardım; elini omzuma koyduğunda, sobaya birkaç odun daha attığında, okula geç kalmayayım diye sessizce kapımı açıp ışığı yaktığında… Ama hiç “seni seviyorum” demezdi. O iki kelimeyi bir kere bile duymadım ondan. Belki de en çok bu eksikti içimde. Şimdi yıllar geçti, ben de büyüdüm, onun gibi az konuşan, duygularını içine atan birine dönüştüm. Babam artık yaşlı ve hâlâ sessiz. Bazen aynı sofrada oturuyoruz ama kelimeler havada asılı kalıyor. İki yabancı gibi… Ve ben onu her gün biraz daha kaybediyorum. Onun anlatmadığı acılarını, içine gömdüğü hayal kırıklıklarını yüzündeki çizgilerden okumaya çalışıyorum. Belki de babam da sevmeyi böyle öğrendi; susarak, koruyarak, kendi canını yakarak. Ama yine de içimde hep bir çocuk kaldı, onun bir gün bana sarılıp “gurur duyuyorum” demesini bekleyen. Bazı sevgiler sessizdir ama yoklukları çok gürültü çıkarır. Babamın sustukları büyüttü beni, ama o suskunlukta bir türlü çocukluğumu tamamlayamadım.

Devamını Oku
Asaf Eren Türkoğlu

Bana güvenmemeyi öğrettiğiniz için teşekkür ederim. Gözlerimdeki saflığı, kalbimdeki masumiyeti söküp aldınız. Şimdi dünyaya daha temkinli, daha tedbirli bakıyorum. Hayallerime duvarlar ördünüz, umutlarımı zincirlediniz. Ama belki de en büyük iyiliği siz yaptınız. Zira gerçeklerle yüzleşmek, sahte umutların peşinde koşmaktan iyidir.

Bu acı tecrübe, ruhumu derin yaralarla dolu bir savaş alanına çevirdi. Ama biliyorum ki, her yara birer öğreti, her acı birer ders oldu bana. Güvenin ne kadar narin, ne kadar kırılgan olduğunu anladım. Ve Allah'a sığınıyorum, çünkü O'nun merhameti ve adaleti, insanoğlunun ihanetinden çok daha güçlü ve sınırsızdır.

Devamını Oku
Asaf Eren Türkoğlu

Fırtınalar her zaman yıkıcı değildir. Evet, eserken korkutur, savurur, hatta bazen kayıplar yaşatır. Ama sonra fark edersin ki, o fırtına aslında seni yüklerinden kurtarmış, yolunu temizlemiştir. Hayat da böyle değil midir? Bizi zorlayan anlar, aslında ilerlememiz için yol açar.

Bazı fırtınalar, seni yavaşlatan, önünü tıkayan her şeyi önünden süpürür. Bir süre her şey darmadağın gibi görünür, ama sonra anlarsın ki, o karmaşanın içinde yeni bir düzen vardır. Bazen kaybettiğini sandıkların, aslında seni özgürleştirmiştir.

O fırtına esmese belki de aynı yerde, aynı yüklerle debelenip duracaktın. Ama hayat seni zorladı, seni salladı, hatta yıktı. Ve şimdi o yıkıntılar arasında gördüğün şey, sadece gerçek ihtiyaçların, gerçek hedeflerin.

Devamını Oku
Asaf Eren Türkoğlu

Bazı insanlar gerçekten yüktür. Sırtınıza aldığınız, omuzlarınızda taşıdığınız, ama bir adım bile kıpırdatmayan bir ağırlık gibi. Hayatınıza anlam katacaklarını sanırsınız, ama varlıkları sizi tüketmekten başka bir işe yaramaz. Ne kadar emek verirseniz verin, ne kadar fedakarlık yaparsanız yapın, onlar hep daha fazlasını ister.

Bu yük, sadece yorulmanıza neden olmaz; zamanla kendi değerinizden de çalar. Onların memnuniyetsizliğini gidermeye çalışırken kendinizi unutursunuz, enerjinizi kaybedersiniz. Onların karamsarlığı, sizin huzurunuzu karartır.

Bazen en zor adım, bu yükleri bırakmak olur. Ama o adımı attığınızda, hafiflersiniz. Kendi hayatınızda, kendiniz için yürüdüğünüzü fark edersiniz. Her insan değerli değildir, ve bazı insanlar hayatınızda kaldıkça sizi aşağı çeker. Bazen en iyi tercih, yüklerinizi bırakıp yolunuza devam etmektir.

Devamını Oku
Asaf Eren Türkoğlu

Bazı insanlar hayatına öyle bir girer ki, sanki senin en güvenli limanın olmak için gelmiş gibi davranır. Sarılırlar, sıcaklıklarını hissettirirler, ama o sarılışın ardında bir gerçeklik yoktur. Bedavadan sarılırlar sana, içten bir dokunuş yerine, sahte bir teselli sunarlar.

Sarılmak, bir insanın en saf hali olmalı oysa. Birkaç saniyelik bir temas, ama içinde yüzlerce kelime saklı. “Buradayım, yanındayım” demenin sessiz bir yolu. Ama bazıları bunu bile tüketmekten geri durmaz. Seni yalnızlığından çıkaracak gibi yaklaşır, ama aslında kendi boşluğunu dolduruyordur.

Sonra bir gün anlıyorsun. O sarılmaların sıcaklığı yokmuş. Ellerine bir soğukluk sinmiş, yüreğine bir mesafe eklenmiş. Geriye dönüp baktığında, o bedava sarılışların sana ne kadar pahalıya patladığını fark ediyorsun. Güvendiğin eller, aslında sadece kendi çıkarlarını sarıp sarmalamış.

Devamını Oku