bir otoban kenarı yalnızlığı,
kalan yok giden yok
yașamak öyle iddialı șey ki
nedense hiç gözüm yok,
bu dünyanın üstünde bir
iltihap gibi büyüyen,
Sabahları sessiz uyanır onlar,
Geceleri de sessiz uyurlar,
Bir ses, bir nefese hasrettirler,
Sevgiyi yalnız hatırlayanlar.
Bilekleri doğuştan bükük ki onlar,
Așka heveslenmeye kalmadı takat,
Yanmaktan bacası is tuttu gönlümün,
Vaktin emaneti șu aklım da sakat,
Ezilmekten yaması attı gönlümün.
Oldu derken hiç de yokmuș olacağı,
Sen bu gecenin bağrında
Bana ait olan ne varsa
Alıp da götürebilir misin?
Sen kalırsın kendinden habersiz
Ben kalırım ardında ruhsuz
Unutma kardelen
Ne denirse adına bunun, özlemekten öte,
Yüzümde gezen gözlerinin izleri yanıyor.
Ayrılık bir çığ gibi gelirken üzerimize,
Zihnimde gezen sesinin tizleri yanıyor.
Görür görmez kalbini,
Hemen döktüm sevgimi,
Galiba doğru kişi,
Geldi dedim, yanıldım.
Sandım seni ben gibi,
Bir hüsran düştü payımıza düşten,
Hasretlik çekti de doymadı gönül,
Eser kalmadı bu yüzde gülüșten,
Bir gözyașı gibi damladı gönül.
Neyse düşen üstümüze yaşadık,
Kırık sandık aklı,
Kırık; kol kanatmış,
Tanrı seni zalim,
Beni mazlum yaratmış.
Muhasebesini bilmem,
Bir soğuk yel, biraz hazin müzik,
Hatırladığım bu son gördüğümden,
Gözlerini bürümüştü bir yalnızlık,
Ve yine aylardan aralık.
Mağrur bir gölge çökmüştü aşka,
On sekizinde mürekkep yutan
Yirmisinde de asit soluyan
Yirmi beşte beli sakat
Kundurayla nöbet tutan
Yerdeki buzun üstünde
Ruh gibi ve zatürre
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!