Ölüm...
Kol gezer sokaklarda,
Yanımda, arkamda,
Önümde yürür.
Arkadaşlarıma gelir,
Yere koysalar beni,
Toprak serseler üzerime,
İçimden alamasalar seni,
Bu beni öldürür mü?
Yalnızlar pekâlâ canlıdır,
Peki onca kalabalıkta,
Nefesim ciğerime batar,
Cam kırıkları soluyorum,
Hayır ben iyi falan değilim,
Her geçen gün biraz daha,
Gözünüzün önünde ölüyorum.
Sayılı nefesimiz eksilip gider,
Günler birbirini kovalayıp durur,
Seven sevdiğini göremezse özler,
Senin hasretinle bir ömür geçiyor.
Bir Eylül daha diktik yaş ormanına,
Önceleri saate bakardım,
Sigara içmeden önce,
Çok geçmediyse beklerdim,
Sevdiklerimi dinler,
Umut ettiklerimi bekler,
Sevgime sevgi eklerdim,
Üşütme kendini, önümüz aralık,
ve hatta gerekirse hayallerimi de yak,
ben bekleyeceğim sonuna kadar,
bu hayatın bir gün seni karşıma çıkarma ihtimalini,
ve değerlendireceğim bulduğum ilk fırsatı,
ne kadar yok olduğunu yüzüne çarpmak için.
Pespembe bir gül uzatsam ahu sana,
Yeter mi tekrar aşka inandırmaya?
Yetmez der gönlün, sanki canımı ister,
Öyle olsun, sapla dik bakışlarını!
Aklıma düşen nazende o yarin,
Kalbimde titremesini özledim
Sesiyle açıp şu dünya gözümü,
Sesiyle kapatmasını özledim.
Çehresinin manzarasına dalıp,
Benim gülüm sırra kadem basıp gittin,
Beni ne kadar da çabuk unuttun,
İçerimdeki şu umuttan ormanı kuruttun,
Hiç duymadığım sesini bile özler oldum.
Benim canım kavuşur muydu sevenler,
Kılıç bakışlım, sevdiğim kadın,
Yüzüm düşer yankı etse adın,
Yazık ki sana layık olamadım,
Bu yüzden senden özür dilerim.
Yıllar toprak gibi gömer maziyi,



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!