Ruhumun yüküsün üzerimde,
Omuzlarıma çöken bu ağırlık,
Yorgunluğun da ötesinde,
Yaşanmamışların yükü,
Yanlış düşünmüşlüklerin kantarı mıyım ben?
Her fikrini bende tartıyorsun sormadan,
İmkansız demek kadar zor bana,
Olur demek kadar ise imkansız,
Sevgiler ve düșler; mutlu günler!
Bir hayal kadar uzak serden,
Bir hayal kadar da yakın esasen.
Unutmak için sığınmıştım sana,
Bütün karanlığından şu dünyanın,
Çehren olsun istemiştim manzaram,
Ve mezem olsun diye gözlerin,
Derince bakışlarla işledim canıma,
Her hattını nur cemâlinin.
Soğukta elimde bir eldiven parmakları yok,
Aldığım nefes, üflediğim duman,
Aklımda bir kadın, gözlerimde buğusu,
Yolum tam on beş dakika, sokakta kar kokusu,
Kulağımda kulaklık bir şarkı döner durur,
Kış! der çok yakışır o soğuklar bana,
- Saat kaç?
Ne bileyim işte sabahın körü!
Elimde olması gereken ellerin ise,
Sadece aklımda!
Her gece vedalaşıyorum seninle,
Sonra her sabah kahvaltı ediyoruz.
Nasıl da yanıyorum öyle,
Bilmem nasıl dayanıyorum,
Her sabah bir veda,
Her akşam bir fasılda yanıyorum.
Terkedilmiş harabeye dönen ben,
Hiç almadığım gönlün ve sen,
Hudutlarım ișgal altında yine,
Peșimde yürür keder,
Önümde ölüm,
Bir adım șașsam,
Ya delirir, ya ölürüm,
Buna rağmen bașıbozuk,
Hangi yere varsam dört duvarım sen,
Yurdum, odam, sigara dumanım sen,
Ne unutmak mümkün senin aşkını,
Ne durdurmak içimdeki taşkını,
Yeniliyorum.
Yine aynı karanlığıyla gece,
Yastığa deviriyorum talihsiz başımı,
Hala içimde binbir keşke,
Yaşayamıyorum yirmidört yaşımı,
Hala bir yanım kırgın soğukluğuna,
Ve dayanılmıyor yokluğuna,
Gönül sofrasına dostlarla geçtim,
Dostların gönlü incesini seçtim,
Sevgi meclisinde canla birleştim,
Birkaç can gardaşım bulunur benim.
Aşktan yana içim bir yangın yeri,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!