Bilsen şimdi içimdeki yangını,
Harıyla dumanı çoktandır bitti,
Her yerde hazin bir köz manzarası,
Kökü yanmış ağaçlara sor beni.
Bilsen şimdi hangi frekanstayım,
Aşkın naaşını toprağa serdik,
Yetmedi üstüne hasretlik attık,
Biz kardelen; büyük hatalar yaptık,
Aşkla bakacak yüzümüz yok şimdi.
Ne sendedir kabahat ne de bende,
Yüzlerce kadın sığardı,
Bir odacık kalbime,
Tanrı nasıl verdiyse,
Fıtratım el vermiyor.
Birinde takılıyorum.
Ömrümün en güzel çağları piç oldu,
Hayallerden zerre kalmadı geriye,
Ruh sağlığım artık hava durumu gibi,
Bir anda dökülebilirim her yere,
Yahut buza kesip donabilirim.
Ruhumun yüküsün üzerimde,
Omuzlarıma çöken bu ağırlık,
Yorgunluğun da ötesinde,
Yaşanmamışların yükü,
Yanlış düşünmüşlüklerin kantarı mıyım ben?
Her fikrini bende tartıyorsun sormadan,
İmkansız demek kadar zor bana,
Olur demek kadar ise imkansız,
Sevgiler ve düșler; mutlu günler!
Bir hayal kadar uzak serden,
Bir hayal kadar da yakın esasen.
Unutmak için sığınmıştım sana,
Bütün karanlığından şu dünyanın,
Çehren olsun istemiştim manzaram,
Ve mezem olsun diye gözlerin,
Derince bakışlarla işledim canıma,
Her hattını nur cemâlinin.
Soğukta elimde bir eldiven parmakları yok,
Aldığım nefes, üflediğim duman,
Aklımda bir kadın, gözlerimde buğusu,
Yolum tam on beş dakika, sokakta kar kokusu,
Kulağımda kulaklık bir şarkı döner durur,
Kış! der çok yakışır o soğuklar bana,
- Saat kaç?
Ne bileyim işte sabahın körü!
Elimde olması gereken ellerin ise,
Sadece aklımda!
Her gece vedalaşıyorum seninle,
Sonra her sabah kahvaltı ediyoruz.
Nasıl da yanıyorum öyle,
Bilmem nasıl dayanıyorum,
Her sabah bir veda,
Her akşam bir fasılda yanıyorum.
Terkedilmiş harabeye dönen ben,
Hiç almadığım gönlün ve sen,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!