Bir veda akşamı, Bir dünya günü,
Omuzlarımda haykıran bir mazi
uzaklarda haykıran, yanık bir kelebek
Ve rüzgar sesi kulaklarımda
Bir de aşk kokusu, bir de sevda sesi
Bir aşk hikayesi, yarım bir gülüş
Bir şiire başlar gibiyim,
Başı da, sonu da savruk,
Vurgun yemiş seher yeli gibi,
Şehrin ışıklarında,
Beyaz, solgun ve ölümcül
Griye dönen bedenimde,
Su içinde susamak,
Balığa ırak
Suskun yüreğim
Senindir sevdiceğim...
Ne balığım ne başak
Ne efendiyim ne uşak
Sevda ellerine zulümdür sevdiğim,
Gülüşün ateşime ölümdür sevdiğim
Saçların, yüreğime ilmek atmış
Yolunda batan diken, gülümdür sevdiğim
Bırak bu sevdayı,Tarihte kalsın
Döndüm, bir daha baktım resmine
Buğulu yıllardan elimde kalan son hatıra
Ve gördüm ki, yasak sevdaların adıydı yüzüme haykıran
Döndüm, bir daha baktım ellerine
Alışılmamış şefkatlerin yumuşaklığıydı ellerin
Birgün ismimi göreceksin
Bir kitapçı rafında boynu bükük
Adının yanında olmayacak soyadım
Oysaki ne güzel yakışıyordu
Sayfaları karıştıracaksın
Seviyordum, biliyordun
Anlatırken gülüyordun
Kadere inanmıyordun
Papatyaya inanıyordun
Papatya yalan söylüyordu
Bana kızıyordun
Şeytana spor,küfret besmele çek
Şaka zannederdim yaşamasaydım
Bir şeytana gönlümü kaptırmasaydım
Acele ettim, ellerim kirli
Ters giymişim pabucumu da belli
Şeytan olduğunu anlardım da
Bilirsin, şiirler yalnız ölürler,
Ve unutulur, güle bağlı gönüller
Ne kelimeler vefalı, ne diller
Unutulur her yüzyılda, şairler bile
Şimdi ne yazsam boş, hepsi haybeye
Belki bir mit olur da, dolanır dilden dile
Yarışma düzenlemiş hazret
Şiirler sıralanacakmış hayret
Bu iyi, bu kötü, bu şair ise heyhat
Sıralamaya bile giremez kaldır at
Oysaki hayat
Tek bir hecedir
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!