Felek vurdu sillesini
Ey sevgili
Yar uzakta kaldı
Zaman çare olmuyor
Anlar yıl oldu
Nâr yürekte kaldı
Sille yolunda,
Baktım, bakmaz olsaydım
Gördüm, görmez olsaydım
Sevdim, sevmez olsaydım
Ya da
Olmaz olsaydım ...
varlığın çok tatlıydı
yokluğun da tatlı, inan
varlığın ömrüme ömür katıyordu
yokluğun ömürden tüketiyor, inan…
Marmara’dan mı esti güneye saçlarının arasından
Üşütmedi mi kaşlarının arasını acımadan
Oysa ateş bastı şakaklarımdan
Ta yüreğimi yaktı o soğuk rüzgar
Eser mi bilmem tersine
Getirir mi baharı
sokak lambaları çiseliyor
yağmura teslim olmuş belli
bu akşam zifiri karanlıkta,
uyuyanlar var yataklarında…
sokak hayvanları yol kenarlarında
günün yorgunluğu üzerlerinde
bir sonbahar günü
sarı yaprak altında
gözüm değse gözüne
kızıl gök altında
kaçırma gözlerini gözlerimden
benim yatağım buz gibi
ölümüyüm ben, yoksa
ısınırsa yatağım
ölecek miyim ben?
söyle Orhan Veli!
ama kolumda saatim yok
Açma kapını bırak kapalı kalsın
Vursun gün pencerene duvara gölgen
Niye uyanırsın ki o hülyalı düşten
Sorup ne zaman cevap aldın ki felekten
Açma kapını yıllar biriksin yıllar üstüne
sen vefasız sevgili,
ben işgüzar gafil,
gelemiyorsan eğer
dinle,
beni dinle,
etrafa bak, gülümse …
Kurusun diye asılırdı çamaşırlar tavana
bakardım ben hiç durmadan havana
Yoktu balkonu bahçesi o evin
çiçekler penceresinde sokağı sümbül
açmazdı bir türlü saksıda o gül




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!