söz var yürek dağlayan-söz var can içre can
sessizliğin konuştuğu demlerin dilini bilir yaran
kurt girer çürür çınar-dert vurur yürek yanar
insanın ettiği kalır-vuslatlar olur hicran
Sözün Aczi
EGEMENLİĞİNİ ONLARIN KANIYLA ÇOĞALTARAK VE ONLARI AKILALMAZ BOYUTLARDA BÜYÜTEREK EN BÜYÜK YOKSULLUKLARIN ÜZERİNDE YÜKSELİYOR SALTANATLAR.
EN BÜYÜK GÜZELLİKLERİN ARKASINA SAKLANIYOR EN BÜYÜK ÇİRKİNLİKLER
gecenin bir yerinde ürperir toprak
serviler hışır hışır
yorgun düşmüş kederden
yapraklar yas içinde
kimsesiz kondular kalmış
dağılmış kâşanelerden
18 Ekim 1985 sabahı asılan Güney
Afrika’ lı Şair Benjamin Moloisi'nin
ölümsüzlüğüne
Bana biraz su ver kadın
Varsa bir parça ekmek
bir yaradan bir yaraya alevler harlanır
yamandır ayrılık rüzgarı
gözyaşı sessizliğinde savrulan gecenin kumu
döver denizsiz yalıyarları
hüzündesin yüzünde ay yağmuru
başaklar koklaşır kıraçlarda
seninle biz
bulutların kamaşmasıydık masmavi sarhoş
dalgaların sarmaşması kayalıklarla
belki yaşam
kısrakların aygırlarla koklaşmasıdır
güneşin kağnısının sarp dağları yara yara aşması
Ateş Çiçeği ve Adnan Durmaz
'Ateş Çiçeği' Adnan DURMAZ'IN şiir kitabının adı. Adnan DURMAZ öğretmen ve Emirdağlı. Sözü edilen şiir kitabının isminin altına da 'Bir Destan Denemesi' demiş.
Şiir kitabının konusu şöyle: Kurtuluş Savaşı esnasında Emirdağ'ın Karacalar köyünden Kara Hüseyin adında birisi Sakarya boylarına dek varan Yunan işgalini durdura-bilr-.ek için Emirdağ'ın Tez, Çatallı, Karacalar, Demircili, Türkmen Köy, Güveççi, ÇayJKışla, Soğuk Kuyu, Horan Dereköy ve Balcam köylerinden bir milis kuvveti oluşturur. Bu birlikteliğin amacı Sakarya boylarına dek uzanan Yunanlıları yurttan atmak ve bahsi geçen köyleri yine düşman işgalinden korumaktır. Hal böyle iken Kara Hüseyin yine Emirdağ'ın Suvermez KÖyü'nden Fıliğin HaççaVı bir akşam üstü kaçırır. Haçça gönülsüzdür.
Haçça, ağlaya sızlaya kaderine razı olur. O sırada Bayatlı Yarbay Arifte kendi çevresinden yine düşmanı yurdumuzdan atabilmek için bir hayli kalabalık bir milis kuvveti oluşturur. Her ikisi de Emirdağ yöresinde faaliyetlerini sürdürmeye başlar. Fakat zaman zaman aralarında çatışmalar ve gidip gelen söz düelloları olur. * Yurdumuzun kurtulması için ayrı ayrı çalışmanın yarar getirmeyeceği savıyla araya aracılar girer ve birlikte çalışmaları önerilir. Bu teklif yerinde bulunur. Karacalar'la. ' Horan arasında bulunan BELCE mevkiinde birliktelik sağlanır. Kara Hüseyin ev sahibidir. Yarbay Arif Bey'i karşılar, kırk koyun keser. Yerler, içerler ve birlikte Emirdağ'a gelirler. Bugünkü İnkilap İlköğretim Okulu'nun avlusuna geldiklerinde Yarbay Arif Bey çevresinde bulunan askerlerine Kara Hüseyin başta olmak üzere, Kara Hüseyin'in kardeşi Koca Mustafa, Kel Recep ve Gede Durmuş için' vurun bunları' der. Anında ateş edilir ve bu dört kişi öldürülür. Bu dört kişinin cesetleri günlerce sehpada asılı kalır. Böylece Kara Hüseyin ve yakın arkadaşları yok edilir. Bu arada Kara Hüseyin'in çevresinde toplanan atlılar da dağılır gider.
146 sayfa halinde yazılan şiirin içeriği böyle. Şair, bu olayı şiirleştirebilmek için iki bin kilometre yol kat etmiş. Çevrede bu konuyla ilgüi bilgisi olan 47 kişiyle konuşmuş, 46 eser incelemiş- Ayrıca yine bu konuyla ilgili beş bildiriyi eserinin sonuna eklemiş. Yine konuştuğu 47 kişinin kimliklerini vermiş. Bu kadar yol kat etmek, bu kadar kişiyle konuşmak, bu kadar eser incelemek kolay değil. Mahalli lisanla bu denli bir çalışma 'Her babayigitin yapacağı iş değil. İşte bunu, bir başka deyimle zamanın içinde kaybolup girmeye yüz tutmuş bir konuyu, böylece gün ışığına çıkarmış Sayın Adnan DURMAZ..,
MEĞER EN UZUN YOLCULUKLAR İNSANIN İÇİNDEYMİŞ
“Mem bı Dicle'ra dı peyive (Mem Dicle'ye konuşuyor)
ki: ey şıhbete eşke mın rewane (ey benim gözyaşlarım gibi dökülen nehir)
be sebr u sıkuni,aşıqane (ey aşıklar gibi sabırsı ve sukunetsi nehir)
kurulmuş pırlantalarla süslü altun tahtına
yeryüzünün büyük tanrısı
sayısız soytarı müzevir ve dahi yalaka
emirler yağdırıyor tek parmağıyla
toprağa suya havaya ve insan denilen çapulculara
ve gece gündüz taş taşıyor aç bi ilaç
Aziziye sokaklarında
Bir kıran yeli gibi eserken zaman
Bir bedenin kolları / bir ağacın dalları gibi
Kardeşçe yaşardı ellik gavuruyla müslüman
Halince koydun muydu insanoğlunu
dünya bahçesinde çiçekleşirdi
Degerli ögretmenim. Yıllar oncesinden Selma Yigitalpten ogrencinizm.Ellerinizden operim.
Bütün şiirleri yüreğinden yakalar insanın, ruhun aynası gibidir. Çok değerli, koca yürekli şair.
Söylenecek ne var ki..Okuyun ve kendi kendinize itiraf edin ustalardan biri olduğunu...